Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2522
Karar No: 2018/8589
Karar Tarihi: 04.12.2018

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/2522 Esas 2018/8589 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2018/2522 E.  ,  2018/8589 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.05.2011 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine ve muvazaaya dayalı ... iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.11.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı ... iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı, ... 16. Noterliğinin 09.12.1997 tarihli ve 30215 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesiyle dava konusu 49 ada 19 parselde kayıtlı zemin kat, 38 numaralı dükkanın 1/2 hissesini davalılar ... ve ...’ten devraldığını, sözleşmenin tapuya şerh edildiğini, dava edilen bu payın önce davalı ...’a, daha sonra da davalı ...’e muvazaalı olarak tapuda devredildiğini belirterek ... iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik taşınmazın rayiç değeri olan 150.000,00 TL’nin davalılardan tahsilini talep etmiştir.
    Davalılar ..., ... ve ... vekili, satış vaadi sözleşmesinin 10.12.1997 tarihinde tapuya şerh edilip, şerhin 5 yıllık süre sonunda hukuki değerini yitirmesi sonrası 09.01.2003 tarihinde tapudan terkin edildiğini ve 20.01.2003 tarihinde davalı ...’a tapudan satıldığını, taşınmazın diğer hissedarı olan davalı ... tarafından önalım hakkını kullanacağını bildirmesi üzerine de diğer davalıya dava konusu payın satıldığını, her iki satış işleminde de muvazaa bulunmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuşlardır.
    Davalı ... vekili, satış vaadi sözleşmesinden önce davalı ...’nın ... kaydındaki hissesi üzerinde lehine 09.01.1997 tarihli ipoteğin mevcut olduğunu, davalılar ... ve ...’ten dava konusu 1/2 hisseyi satın alan ...’a önalım hakkını kullanacağını bildirmesi sonucu 16.04.2003 tarihinde bu hisseyi satın aldığını, aynı gün de davacının ailesinin sahibi olduğu ... Döviz A.Ş’ye taşınmazın tamamını kiraladığını, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, ... iptali ve tescil talebinin kabulüne dair verilen kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 14.05.2013 tarih 2013/5772 E-2013/7256 K sayılı ilamıyla “Davacının dayandığı 09.12.1997 tarihinde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi noterde usulüne uygun olarak düzenlenmiş olup geçerlidir. Anılan sözleşme 10.12.1997 tarihinde tapuya şerh edilmiş olup, 1/2 hisse maliki ve satış vaadi borçluları ... ve ...’ün talebi üzerine 09.01.2003 tarihinde tapudan terkin edilmiştir. Davalı ...’ın dava konusu 1/2 hissenin mülkiyetini edindiği 20.01.2003 tarihi itibariyle tapuda satış vaadi şerhi mevcut değildir. Dava konusu 1/2 pay daha sonra ... tarafından, diğer davalı ...’e 16.04.2003 tarihinde satış suretiyle temlik edilmiştir. Mahkemece, gerek davalı ...’a, gerekse de bu davalı tarafından davalı ...’e satış vaadi sözleşmesine konu hissenin devri sırasında tapuda satış vaadi şerhinin bulunduğu bu nedenle devirlerin muvazaalı olduğu gerekçesi ile ... iptali ve tescil isteminin kabulü doğru olmamıştır. Ayrıca, davalı ... ve ... satış vaadi sözleşmesi şerhinin tapudan terkininden sonra ... kaydını devralan üçüncü kişiler olup, TMK’nun 1023 ve 1024. maddeleri gereğince de dava konusu hisseyi iktisap ettikleri tarihlerde ... kütüğündeki sicile iyiniyetle dayanarak mülkiyet hakkını edindikleri tarihlerde hakkın doğumuna engel olacak bir husus da bulunmamaktadır. Davalı ... ile son ... maliki davalı ... arasındaki temlik işleminin davalıların el ve işbirliği içinde, davacının 09.12.1997 tarihi sözleşme ile kazandığı şahsi hakkını bertaraf etmek kastıyla yapıldığına ilişkin bir delil olmadığı ve davalı ...’in ... kütüğündeki sicile iyiniyetle dayanarak mülkiyet hakkı (ayni hak) kazandığı anlaşıldığından mülkiyet aktarımına ilişkin talebinin reddi ile ikinci kademedeki tazminat istemi yönünden olumlu-olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm tesisi doğru görülmediğinden, hükmün bozulması gerekmiştir.Kabule göre de; 09.12.1997 tarihli sözleşmede satışı vaat edilen taşınmazın 1/2 hissesine tekabül eden 1590/40.000 hissesi olmasına rağmen, taşınmazın 1/2 hissesinin iptali yerine taşınmazın tamamının iptal ve tesciline karar verilmesi de doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; ... iptali ve tescil talebinin reddine; tazminat talebinin kabulüne ve davacının fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 105.000,00TL’nin davalı ..., 45.000,00TL’nin davalı ..."den dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınıp davacıya verilmesine, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1)Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir.
    2)Dava konusu 49 ada 19 parsel sayılı taşınmazda kayıtlı 38 numaralı bağımsız bölümün ... 16. Noterliğinin 09.12.1997 tarih ve 30215 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle vaad borçluları ... ve ... tarafından vaad alacaklısı davacı ...’a satışı vaad edilmiştir. Davalılar ... ve ... dava konusu satış vaadi sözleşmesinde taraf değildir ve mahkemece ... iptali ve tescil talebinin reddine ikinci kademede tazminat talebinin davalılar ... ve ... yönünden kabulüne karar verilmiştir. Bu durumda davalılar ... ve ... lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücreti takdir edilmesi doğru değildir.
    Öte yandan, mahkemece verilen ilk karar davalılar Gürcan Mercan ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiş olup, Dairemizin 14.05.2013 tarih 2013/5772 E-2013/7256 K sayılı ilamıyla peşin yatırılan temyiz harcının yatıranlara iadesine karar verildiği halde hüküm sonucunun 8. ve 9. bendinde iadesine karar verilen bu harçların davacıdan alınarak davalılara verilmesine karar verilmesi de doğru değildir.
    Ancak bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm sonucunun 5. bendinde yer alan “14.750,00TL ücreti vekaletin” ibaresi hükümden çıkarılarak yerine “1.980,00TL maktu vekalet ücretinin” ibarelerinin eklenmesi ve 8. ve 9. bendinin hükümden çıkarılması suretiyle hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; 2. bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hüküm sonucunun 5. bendinde yer alan “14.750,00TL ücreti vekaletin” ibaresi hükümden çıkarılarak yerine “1.980,00TL maktu vekalet ücretinin” ibaresinin eklenmesine ve 8. ve 9. bendinin hükümden çıkarılmasına, hükmün HUMK"nun 437/8. maddesi gereğince DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi