9. Hukuk Dairesi 2016/5656 E. , 2016/5262 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davacı tarafından iş akti feshedilen davacının 2012 yılı Temmuz ayı ücreti dahil bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret alacaklarını istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, iş akti davalı tarafından haklı nedenle feshedilen davacının tüm haklarının ödendiğini, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, Dairemizin 2014/1509 Esas sayılı bozma ilamına uyulduğu, davacının 10.10.2000-16.07.2012 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde aylık 1.850 TL. net, 2.590,35 TL. brüt ücretle çalıştığı, davacının hizmet akdinin, davacının, davalı şirketin eski ortakları tarafından kurulan ... Cam Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi"nde çalıştığı iddiasıyla feshedildiği, dinlenen davacı tanıklarının bu hususun doğru olmadığını beyan ettikleri, davalı tanığı ... davacının söz konusu şirkette çalıştığı hususunu ismini veremeyeceği kişilerden duyduğunu beyan ettiği, davalı tanığı ..."ın ise 2010 yılı muhtelif aylarına ilişkin olarak sunulan fotoğrafları çektiğini beyan ettiği, dinlenen davalı tanıklarının davalı şirketin ortakları olduğu, bu nedenle davanın reddinde menfaatlerinin bulunması nedeniyle beyanlarına itibar edilmesinin mümkün olmadığı, kaldı ki ibraz edilen fotoğrafların 2010 yılına ait olup davacının çalıştığı iddia edilen söz konusu şirketin 2011 yılında kurulduğunun beyan edildiği, bu nedenle de davalı tanıklarının beyanlarına itibar edilmesinin mümkün olmadığı ve iş akdinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiği, iş akdinin haksız feshi nedeniyle 1475 sayılı İş Kanunu"nun 14. maddesi ve 4857 sayılı İş Kanunu"nun 17. maddesi gereğince davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacı tarafından fesih tarihine kadar hak edilen 16 günlük Temmuz 2012 ücret alacağının da talep edildiği, davacının ücretlerinin yatırıldığı bankaya 11.07.2012 tarihinde davalı tarafından 44,63 TL yatırıldığı, davacı vekili tarafından yapılan bu ödemenin Haziran ayına ilişkin olduğunun iddia edildiği, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 32. maddesi gereğince ücretin ayda bir kez ödenmesinin gerektiği ve taraflarca aksi kararlaştırılmamışsa ücret alacağının çalışılan ayı takip eden ay başında muaccel hale geleceği, taraflar arasında ücretin peşin ödeneceğine ilişkin herhangi bir anlaşma olduğunun ispat edilemediği, bu nedenle, muaccel olmayan Temmuz ücretinin ödendiği savunmasının kabulünün mümkün olmadığı ve 16 günlük Temmuz 2012 ücretinin ödendiğinin davalı tarafından ispat edilemediği anlaşıldığından, bozma öncesi alınan bilirkişi raporun dikkate alındığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İşçi ücretlerinin ödenmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 37 nci maddesine göre, işçiye ücretin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur.
Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
4857 sayılı Yasanın 32 nci maddesinde, “Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler” şeklinde kurala yer verilmiştir. Anılan hükme göre, belli koşulların varlığı halinde ödemeler işçi adına açılacak banka hesabına yatırılmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemenin ilk kararı Dairemizin 2014/1509 Esas sayılı ilamı ile “Mahkeme kararının gerekçesiz olması (son aya ilişkin işveren ödemelerinin değerlendirilmemesi)” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma ilamından sonra dosyaya 2012 yılı Temmuz ayı bordrosu sunulmuştur. Bu bordroda, davacıya atfen imza bulunmaktadır. Mahkemece bordro davacıya sorulmamıştır.
Bu nedenle bordrodaki imza davacı taraftan sorulmalı, imzanın davacıya ait olduğunun anlaşılması halinde, “ücret” adı ile hesaplanarak hüküm altına alınan alacak miktarından bu bordrodaki tahakkuk ettirilen miktardan ne kadarının mahsubunun gerektiği tespit edilerek sonuca gidilmelidir.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08/03/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.