11. Hukuk Dairesi 2016/2658 E. , 2017/1632 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13/11/2014 tarih ve 2013/351-2014/397
sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili; müvekkillerinin ... Tic. Ltd. Şti."nin hissedarları iken hisselerini 27.10.2010 tarihli ... 2. Noterliği’nde düzenlenen hisse devir sözleşmesi ile davalı ... ’a 96.200,00 TL bedelle ve davalı ...’a 13.000,00 TL bedelle devrettiklerini ve müvekkilleri tarafından ortaklar kurulu kararı alındığını, bunun üzerine davalıların ticaret siciline başvuru yaptıklarını, ancak ortaklar kuruluna diğer ortağın katılmadığı gerekçesiyle tescil talebinin reddedildiğini, geçen süreye rağmen davalılar tarafından hisse devir bedellerinin ödenmediğini, 17.12.2010 tarihinde davalıların diğer davalılar ... 31. Noteri ve çalışanları yardımıyla müvekkilleri tarafından yapılan 27.10.2010 tarihli ortaklar kurulu kararını evrakta sahtecilik yaparak değiştirdiklerini, hazırlanan bu sahte belge ile hisse devrini ticaret siciline tescil ettirdiklerini ve davalı ...’un müdür olarak atandığını, müvekkillerinin hisse devir bedelini alamadıkları gibi davalıların eylemi ile şirketteki paylarının da ellerinden çıktığını, davalıların ödenmeyen hisse devir bedellerinden ve müvekkilinin şimdiye kadar mahrum kaldığı kazançtan ve yaptığı masraflardan birlikte sorumlu olduklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin alacak ve hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkillerinden ... için 10.000,00 TL maddi tazminat ile 10.000,00 TL manevi tazminata, diğer müvekkili ... için 5.000,00 TL maddi tazminat ile 5.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., ... ve ...; davacıların yapmış oldukları hisse devri işleminden şahıslarının sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacılara ait hisselerin davalılara ... 2. Noterliğinin 27/10/2010 tarihli hisse devri sözleşmesi ile devredilmiş bulunduğu ve hisse bedelinin devir anında nakten ve tamamen satıcı tarafından alındığının imza altına alındığı, davacıların devir bedelinin ödenmediğine ve dolandırıldıklarına yönelik iddialarının kanıtlanmadığı, davalılar ..., ... ve ...’nin ... 2. Noterliğinin 27/10/2010 tarihli hisse devri sözleşmesini düzenleyen noter ve memur olmadıkları ve davacıların dolandırılması eylemine iştiraklarına yönelik bir delil de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, limited şirket hisse devir bedelinin ödenmemesi nedeniyle uğranıldığı iddia edilen maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi, kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar, kamu düzenine ilişkin olup mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir. Dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK"nın 4. maddesi uyarınca tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Ticaret Kanunu"nda düzenlenmiş olan hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Aynı Kanun"un 5. maddesinde ise ticari davaların dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinde görüleceği ve asliye ticaret mahkemesi ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu hüküm altına alınmıştır.
Bu durumda, yukarıda anılan hüküm uyarınca işbu mutlak ticari dava olup, asliye ticaret mahkemesinin görev alanına girmektedir. Öte yandan, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan tüm davalılar yönünden asliye ticaret mahkemesi görevlidir. Bu itibarla, mahkemece, davanın asliye ticaret mahkemesinin görevine girdiği gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın res’en BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.