10. Hukuk Dairesi 2018/3251 E. , 2019/9152 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi :...Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I- İSTEM
Davacı, Kurum sigortalısı Mehmet Çetin"in davalı işyerinde 08.05.2012 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu vefatı üzerine yapılan tedavi masrafından şimdilik 1.165,00 TL ile hak sahiplerine bağlanan gelir tutarından 17.815,00 TL Kurum zararının davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
II- CEVAP
Davalı, kendilerine atfedilecek bir kusurlarının bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
III- MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, davanın kabulü ile; bağlanan peşin değerli gelir 71.275,37 TL"nin davalıdan kusur oranı olan %80"ine tekabül eden 57.020,30 TL ile; Tedavi Giderleri 4.668,76 TL"nin davalıdan kusur oranı olan %80"ine tekabül eden 3.735,01TL olmak üzere toplam 60.755,31 TL kurum zararının, bağlanan gelirlere tahsis onay tarihinden, tedavi giderlerine ise ayrı ayrı sarf ve tediye tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair karar verilmiştir.
Davalı, süresinde verilen istinaf yolu dilekçesiyle; sigortalının kusurunun olmadığını ileri sürmüştür.
B-BAM KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
IV- TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı taraf vekili, aynı istinaf gerekçeleriyle kararın bozulmasını istemiştir.
V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davacı Kurum; 08.05.2012 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu kazalının vefatı hasebiyle yapılan ödemelerin tahsilini istemiş, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 74. (818 sayılı Borçlar Kanunu 53.) maddesi hükmü gereğince, hukuk hakimi kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlıdır. Ceza mahkemesi kendine has usuli olanakları nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle, hukuk hakiminin, ceza hakiminin fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağı saptayan maddi vakıa konusundaki kabulü ve ceza mahkemesinin kabul ettiği olayın gerçekleşme şekli diğer bir deyişle maddi vakıanın kabulü konusunda kesinleşmiş olan bir mahkumiyet veya maddi vakıa tespiti yapan beraat hükmüyle bağlı olacağı hem ilmi (Prof Dr. Kemal Gözler, “Res Judicata’nın Türkçesi Üzerine”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 56, Sayı 2, 2007, s.45-61) hem de kökleşmiş kazai içtihatlarla benimsenmiş bulunmaktadır.
Somut olayda, hükme esas alınan kusur raporuna göre, davalı işverenin % 80, kazalı sigortalının % 20 kusurlu oldukları kabul edilmek suretiyle hüküm kurulduğu anlaşılmış ise de, ceza dosyasında kusurlu bulunarak mahkum olan işyeri ortağı Ahmet Nebili , Halit Nebili yönünden kusur incelemesi yapılmadığı anlaşılmıştır.
Ceza dosyasının kesinleştiği anlaşılmakla, ceza davasında kusurlu bulunarak mahkum olan Ahmet Nebili, Halit Nebili zararlandırıcı sigorta olayının meydana gelmesinde az da olsa bir miktar kusur verilmesi gereği gözetilerek, iş kazasının olduğu meslek kolu ile iş ve işçi güvenliği konusunda uzman bilirkişi kurulundan yeniden kusur raporu alınarak varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece yukarıda belirtilen fiili ve hukuki durumlar dikkate alınmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10.Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 27.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.