Taksirle yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2018/7625 Esas 2019/2583 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/7625
Karar No: 2019/2583
Karar Tarihi: 26.02.2019

Taksirle yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2018/7625 Esas 2019/2583 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2018/7625 E.  ,  2019/2583 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Taksirle yaralama
    Hüküm : TCK"nın 89/1, 89/2-b, 22/3, 62/1, 52/2, 4, 53/6. maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanığın 206 promil alkollü olduğu halde idaresindeki araçla seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı isitkamete geçerek karşı istikamette sol şeritte seyir halinde olan katılanın idaresindeki kamyonet ile çarpıştığı olayda, iddianamede sanığın eylemi neticesinde maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiği belirtildiği anlaşılmakla, tebliğnamedeki iddianame anlatımında taksirle yaralama suçuna yer verilmediği gerekçesiyle taksirle yaralama suçundan cezalandırılmayacağına ilişkin bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, mahalli Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    5237 sayılı TCK"nın 61/2. maddesine aykırı olarak, TCK"nın 22/3. maddesinin aynı Kanunun 89/1.maddesi gereğince belirlenen temel cezadan sonra uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, sonuç cezaya etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saik" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
    2-Katılanın 11/09/2014 tarihli Erzurum Adli Tıp Şube Müdürlüğünün raporuna göre, vücudunda ağır(4) derece kemik kırığı meydana gelecek şekilde yaralandığı, duyu ve organ işlevinin sürekli zayıflaması veya yitirilmesine ilişkin ise nöroloji ve ortopedi muayenesi yapılarak raporlarının gönderilmesi halinde rapor düzenlenebileceğinin belirtilmesine karşın, sadece ortopedi uzmanından rapor alınmasıyla yetinilerek, nöroloji muayenesinin yaptırılmadığı ve adli tıp şube müdürlüğünden rapor alınmadığı anlaşılmakla, kesin doktor raporlarının alınması gerektiğinin gözetilmemesi,
    3-Sanık hakkında TCK’nın 179 ve 89. maddesi uyarınca ayrı ayrı dava açıldığı, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu açısından hüküm kurulmadığı, TCK"nın 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise yaralanma neticesinin gerçekleşmiş olması nedeniyle zarar suçunun oluştuğu, tehlike suçunun meydana gelen netice ile zarar suçuna dönüşmüş olması nedeniyle trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kabule göre de;
    Sanık hakkında hükmedilen taksitli adli para cezasının taksitlerinin hangi aralıkta ödeneceğinin belirtilmeyerek infazda tereddüt oluşturulması,
    Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafiinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 26/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.