7. Ceza Dairesi Esas No: 2016/10661 Karar No: 2018/196 Karar Tarihi: 10.01.2018
5015 sayılı Yasaya muhalefet - Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2016/10661 Esas 2018/196 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, 5015 sayılı Yasaya muhalefet suçundan verilen hükmü incelemiş ve suç eşyasının naklinde kullanılan aracın plakasıyla ilgili yazım hatasını düzeltmiştir. Ancak, sanığın zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı tartışmalı olduğundan, bu konuda karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, sanığa verilen ve ertelenen hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar hak yoksunluklarının uygulanması gerektiği, ancak bu hususun hükmün yazılış şekliyle zımnen kabul edilmiş olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, hüküm TCK'nın 53. maddesi ile ilgili bölümü çıkarılarak, Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli kararına göre düzenlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri: 5015 sayılı Yasa, 5237 sayılı TCK'nın 43., 53. ve 53/1-c maddeleri, 5320 sayılı Yasa, 1412 sayılı CMUK'nun 321 ve 322. maddeleri.
7. Ceza Dairesi 2016/10661 E. , 2018/196 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5015 sayılı Yasaya muhalefet HÜKÜM : Hükümlülük, erteleme, müsadere, iade
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Suç eşyasının naklinde kullanılan araç plakasının (...), kararın gerekçe kısmında doğru belirtilmiş olmasına rağmen hüküm kısmında ... olarak yanlış yazılması mahallinde düzeltilebilir bir maddi hata olarak değerlendirilmiştir. I- Katılan EPDK vekilinin sanık ... yönünden kurulan hükmü temyizine yönelik yapılan incelemede; Temyiz incelemesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 23.06.2010, iddianame düzenleme tarihinin ise 21.09.2010 olduğu, Dairemizce 06.11.2013 tarihinde düzeltilerek onanmak suretiyle kesinleşen Ağrı 1.Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2010/542 esas - 2011/106 karar sayılı dosyasında suç tarihinin 06.08.2010, iddianame düzenleme tarihinin ise 16.08.2010 olduğu, anılan dosyalarda da sanığın eylemlerinin benzer mahiyette olduğu dikkate alınarak, anılan dosyadaki evrakların celp edilerek, sanığın bu eylemleri bir suç işleme kararı icrası kapsamında işleyip işlemediği ve hakkında 5237 sayılı TCK.nun 43.maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı hususu tartışıldıktan sonra bir karar verilmesinin gerekmesi, Yasaya aykırı, katılan EPDK vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, II- Katılan EPDK vekilinin sanık ... yönünden kurulan hükmü temyizine yönelik yapılan incelemede; 24.11.2015 günlü 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK.nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Sanığa verilen ve ertelenen hapis cezanın kanuni sonucu olarak TCK.nun 53/1-c maddesinde yer alan hak yoksunluklarının kendi altsoyu bakımından uygulanmasına yer olmadığına, kendi altsoyu dışındakiler bakımından ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, katılan EPDK vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden ve bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi uyarınca, hükümden TCK.nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkarılması, yerine "24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı kararındaki iptal edilen hususlar gözetilerek, 5237 sayılı TCK.nun 53/1...3. madde ve fıkralarının tatbikine," ifadesinin eklenmesi ile sair hususların aynen bırkaılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.