17. Ceza Dairesi Esas No: 2017/4055 Karar No: 2018/1162 Karar Tarihi: 07.02.2018
Hırsızlık - dolandırıcılık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2017/4055 Esas 2018/1162 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, müştekinin aracının anahtarını çalan ve çalıntı araçla dolandırıcılık yaparak suç işleyen sanığın, hırsızlık ve dolandırıcılık suçlarından mahkumiyetine karar verdiğini belirtmiştir. Ancak, sanığın daha önceki bir hırsızlık suçu nedeniyle ceza aldığı ve bu cezanın kesinleştiği hatırlatılarak, sanığın kazanılmış haklarının korunması gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, dolandırıcılık suçunun uzlaşma kapsamına alındığı ve bu nedenle hükümlünün hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, sanığın suç işleme tarihi itibariyle uygulanan kanun maddeleri de değerlendirilerek, farklı kanunların hükümleri arasında fark bulunması durumunda failin lehine olan kanunun uygulanması gerektiğine dikkat çekilmiştir. Bu çerçevede, TCK'nın 157/1. maddesindeki dolandırıcılık suçu ile ilgili TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının da yeniden değerlendirilmesi gerektiğine karar verilmiştir. Kanun maddeleri 765 sayılı Yasa'nın 493/2,522,523 maddeleri, 5237 sayılı TCK'nın 157/1 maddesi, 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kan
17. Ceza Dairesi 2017/4055 E. , 2018/1162 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Hırsızlık, dolandırıcılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Müştekinin iş yerinde masa üzerinde bulunan aracının anahtarını alarak suç tarihi itibarıyla pek fahiş değerdeki aracının çalınması olayında; buna göre sanık hakkında 765 sayılı Yasa"nın 493/2 ve 522 (pek fahiş ) olarak uygulanacağı bu durumda 5237 sayılı Yasa ile yapılan uygulamanın hükümlünün daha lehine olduğunun anlaşılması karşısında, 765 Sayılı Yasa hükümlerinin lehe olması nedeniyle bozma isteyen tebliğnamedeki düşünce benimsenmemiştir Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; hırsızlık suçunun hükümlü tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Hükümlü hakkında 10.01.2001 tarihli ilamla hırsızlık suçundan 765 sayılı Yasa"nın 493/2,522,523 maddeleri uyarınca verilen 1 yıl 4 ay hapis cezasına ilişkin hükmün Yargıtay 6.Ceza Dairesinin 24.09.2002 tarihli ilamı ile onanarak kesinleşmesi karşısında, anılan ceza yönünden hükümlünün kazanılmış hakkının gözetilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 2-02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bentler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK"nın 157/1. maddesinde tanımı yapılan dolandırıcılık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 7/2. maddesi uyarınca, "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanun"un 35. maddesi ile değişik CMK"nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanun"un 253. maddesinde belirtilen esas ve usullere göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra, sonucuna göre hükümlünün hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Kabule göre de; 3-T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, hükümlü ..."ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, dolandırıcılık suçu yönünden diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin açıklanan nedenlerle 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 07.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.