14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/19219 Karar No: 2018/8546 Karar Tarihi: 28.11.2018
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/19219 Esas 2018/8546 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2016/19219 E. , 2018/8546 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Talep eden ... tarafından, davalılar aleyhine 22.06.2016 gününde verilen dilekçe ile satış memurluğunun kararının kaldırılması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; talebin reddine dair verilen 04.07.2016 günlü ek kararın Yargıtayca incelenmesi talep eden ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi kararı üzerine verilen satış memurluğunca, yapılan satış işlemini şikayete ilişkindir. Mahkemece, talebin reddine karar verilmiştir. Hükmü, talep eden ... temyiz etmiştir. Mahkemece yapılan kimlik tespitine göre hükmün verilmesinden ve kararı temyizinden sonra 21.11.2018 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirmiş, mahkemece yapılan kimlik tespitine göre davadan feragate yetkili bulunduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.12.2012 tarihli, 2012/13-1369 Esas, 2012/1221 Karar sayılı kararının gerekçesinde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; kural olarak davadan feragatin temyiz isteğinden vazgeçme yanında daha geniş kapsamlı olduğu aşikârdır. Zira birincide temyiz dilekçesinin reddine karar verilmekle yetinilecek, diğerinde ise feragatin hukuki niteliği gereği bu konuda karar verilmek üzere mahkeme kararı bozulacaktır. Aynı zamanda verilen bu iki dilekçenin birbirinin devamı niteliğinde olduğu ve davadan feragatin bir yerde temyizden feragat isteğini de içereceği düşünülerek davadan feragat isteği esas alınarak çözüme ulaşılması gerektiği görüşü benimsenmiştir. 6100 sayılı HMK"nın 307. maddesinde feragatin, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtilmiştir. Aynı yasanın 308. maddesi gereğince de kabul, davacının talep sonucuna davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur. 6100 sayılı HMK"nın "Feragat ve kabulün şekli" başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Bu nedenle mahkemece verilen kararın davacının davadan feragati hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere bozulması gerekir. Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamaları da bu doğrultudadır. (11.04.1940 tarihli ve 70 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, 27.05.1992 tarihli ve 1992/2-250/364 sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı) SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 28.11.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.