21. Hukuk Dairesi 2016/20355 E. , 2017/9577 K.
"İçtihat Metni"...
A) Davacı İstemi:
Davacı; 5510 sayılı Yasa"nın 56/2.fıkrası uyarınca boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeni ile ölüm aylığının kesilmesine ilişkin davalı Kurum işleminin iptali ile yetim aylığının kesildiği tarihten itibaren bağlanarak ödenmeyen aylıklarının kanuni faizi ile birlikte ödenmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabı:
Davalı ... vekili özetle; davacı ile boşandığı eşinin fiilen birlikte yaşadıklarının belirlendiğini ileri sürerek tesis edilen işlemin yerinde olduğunu ve davanın reddi gereğini savunmuştur.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
İlk derece Mahkemesince; “....davacının boşanmış olduğu eşi ..."dan davacı tanıklarının beyanlarına göre şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşandığı,davacının boşandıktan sonra boşanmadan önce yerleştikleri evde oturmaya devam ettiği,davacının kiralamış oldukları evde tek başına yaşadığı,boşandığı eşinin ..."daki torunları yaz tatillerinde yada sömestre tatilinde davacıya getirdiği,...ın davacının evinde kaldığına dair dosyada bilgi bulunmadığı,yine aile birlikteliği anlamında bir yaşantılarının davalı kurum tarafından kanıtlanamadığı,dosya kapsamında dinlenen kamu tanıklardan ..."ün beyanlarında davacının 6 yıldır kiracısı olduğunu,eşinden ayrılalı 2-2,5 yıl olduğunu,... görevlilerinin kendisine davacının eşinden ayrılması ile ilgili hiçbir şey sormadığını,davacının boşandığı eşi ..."ın zaten ..."da yaşadığını,o dönemde davacının kızının düğünü için İstanbul"a gittiğini,kendisine ayrıntılı sorulmadığından davacının boşanması ile ilgili birşey söylemediğini,davacının boşandığı eşinin 3-3,5 yıldır..."da yaşadığını,ara sıra torunlarını davacıya getirdiğini bildiğini,davacının evinde tek başına yaşadığını,davacının boşandığı eşi fiili olarak birlikte yaşadıklarına dair bir beyanının olmadığını mahkememiz huzurunda beyan etmiş,diğer dinlenen kamu tanıkları ise davacı ve eşini tanımadıklarını beyan etmişlerdir. Araştırma ve inceleme raporunun dayanağı olan ..."ün mahkememiz huzurundaki beyanları karşısında ve yine dosya kapsamında dinlenen ve mahkememizce samimi bulunan davacı tanıklarının beyanları karşısında ayrıca yapılan araştırmalara verilen cevabi yazılar karşısında davacının boşandığı eşi ... ile boşandıktan sonra fiilen birlikte yaşadığı,boşanmalarının muarazalı olduğu sabit olmadığından dosya kapsamı itibarı ile davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle davanın KABULÜNE karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu ;
Davalı Kurum vekili; yanıt dilekçesini yineleyerek boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama olgusu sabit olduğundan usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılması istemiştir.
D) Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
Bölge Adliye Mahkemesince “İnceleme konusu davada, davacı ile boşandığı eşinin fiili birlikteliği yönünde Kurumca herhangi bir tutanak düzenlenmediği, Kurumun yalnızca, ilgililerin evlilik yaşamlarında boşanılan eş adına tesis edilen su ve elektrik aboneliklerinin boşanma sonrasında eş adına sürdürülmüş olması olgusundan yola çıkarak uyuşmazlık konusu işlemi tesis ettiği, anılan olgunun, başka kanıtlarla desteklenmediği sürece fiili birlikteliği ortaya koyan saptama olarak kabul edilemeyeceği, sonuç itibarıyla, dosyada yer alan tüm bilgi ve belgeler karşısında hükmün usul ve yasaya uygun olduğu belirgin bulunduğundan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası oluşturulmuştur.” gerekçesiyle “..."nin 19.08.2016 tarih, 2015/474 Esas ve 2016/321 Karar sayılı kararına yönelik davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan REDDİNE,” karar verilmiştir.
E) Temyiz:
Davalı ... vekili; Mahkemece gerekli incelemeler yapılmadan hüküm kurulduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava; 5510 sayılı Yasa"nın 56/2.fıkrası uyarınca boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeni ile ölüm aylığının kesilmesine ilişkin davalı Kurum işleminin iptali ile yetim aylığının kesildiği tarihten itibaren bağlanarak ödenmeyen aylıklarının kanuni faizi ile birlikte ödenmesi istemine ilişkindir.
Hüküm, davalı Kurum vekilince temyiz edilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 56. maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada: “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Düzenleme ile ölen sigortalının kız çocuğu veya dul eşi yönünden, boşanılan eşle boşanma sonrasında fiilen birlikte olma durumunda, ölüm aylığının kesilmesi ve ödenmiş aylıkların geri alınması öngörülmektedir. Buna göre, daha önce sosyal güvenlik kanunlarında yer almayan, boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama olgusu, gelir veya aylık kesme nedeni ve bağlama engeli olarak benimsenmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde: “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56"ncı maddesinin ikinci fıkrasına dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu nedenle Anayasanın 20"nci maddesi ile 5510 sayılı Kanun, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun, 4857 sayılı İş Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacının ve boşandığı eşinin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiğini saptanmalı, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanan eşler 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta iseler adlarına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, davacının ve boşandığı eşinin kayıtlı olduğu adreslerde kapsamlı Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
Somut olayda ; davacı ...’in eşi ...’dan 26.03.2012 tarihinde boşandığı, 14/07/2008 tarihinde vefat eden babasından dolayı yetim aylığı bağlandığı, annesinin 12/02/2012 tarihinde vefat ettiği, ... tarafından düzenlenen 07/09/2015 tarihli ve AB/93 sayılı rapora göre davacı ve boşandığı eşinin birlikte yaşadıklarının tespit edildiği, bu rapora dayanılarak Kurumca 20/05/2012-19/10/2015 dönemi ödenen aylıklar ve işleyen faizinin borç çıkarıldığı, anlaşılmıştır.
Ayrıca; ... tarafından düzenlenen 07/09/2015 tarihli ve AB/93 sayılı raporda; Mernis kayıtlarında yapılan incelemede ..." in “...” adresinde, boşandığı eşi...’ın ...” adresinde kayıtlı olduğu, yapılan yazışmalar sonucunda; ... adına aktif elektrik ve su aboneliği kaydının bulunmadığı, ... adına ... in ikamet adresinde aktif elektrik ve su abonelik kaydının bulunduğu , yapılan cevre soruşturması neticesinde ... ile ..." ın fiili olaraki ..." in ikamet adresinde birlikte yaşadıkları , ...’nin üst kat komşusu ve ev sahibi ...’den öğrenilerek tespit edildiği. ancak yazılı ifade alınamadığı, tutanak tanıklarının Mahkemede ifade değiştirdikleri, Mahkemece birlikte yaşama olgusunun irdelendiği ancak kesin kanıya varmak için yeterli olmadığı görülmüştür.
Bu durumda; yukarıda izah edilen açıklamalar doğrultusunda; davacının eşinin kayıtlı olduğu adresteki yaptığı iş, emekli ise maaş aldığı banka, abonelikler, Medula sistemindeki kayıtlar, araştırılmalı, tespit edilen adreslerdeki komşu ve muhtar beyanları alındıktan sonra sonuca göre karar verilmelidir.
O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge adliye Mahkemesince eksik inceleme ve araştırma sonucu davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASI gerekmiştir.
G)SONUÇ:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
...