3. Hukuk Dairesi 2016/18969 E. , 2018/5403 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; adına kayıtlı bulunan hattı ..."ya taşıdığını ve sözleşme gereği internet paketi ile beraber yurt içinde kullandığını, yurtdışına gittiğinde haberi olmadan internet paketi açıldığını ve 7.747,75 TL fatura edildiğini belirterek, fahiş fatura bedelinin iptali ile varsa borcunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı; davacıya ait hattın, 06/05/2013 tarihli abonelik sözleşmesine istinaden 11/05/2013 tarihinde aktif edildiğini, davaya konu Mayıs ayındaki kullanımları içeren 01/07/2013 son ödeme tarihli 7947,75 TL bedelli faturanın yüksek bedelli olmasının yurt dışı kullanımından kaynaklandığının belirlendiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, davalının davacıya tahakkuk ettirilmiş olduğu 01/07/2013 son ödeme tarihli 7947,75 TL tutarlı faturanın iptali ile davacının davalıya 01/07/2013 tarihli fatura nedeniyle 487,52 TL borcu olduğunun tespitine, kalan 7460,23 TL tutar yönünden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dava; telefon aboneliğinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
Somut olayda; mahkemece, dava konusu alacak yönünden ilk olarak muhasebeci bilirkişinden rapor alınmış, itiraz üzerine bu kez mali müşavir ve hukukçu bilirkişiden oluşan heyete dosya tevdi edilmiş ve düzenlenen rapor hükme esas alınmıştır. Söz konusu bilirkişiler, dava konusu telefon aboneliği, telefon hattının ve santralinin işleyişi, bilişim ve telekomünikasyon alanında rapor hazırlamaya ehil ve yeterli değildir. Bu yönüyle bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığı açıktır.O halde, mahkemece; dava konusu telefon aboneliği, telefon hattının ve santralinin işleyişi, bilişim ve telekomünikasyon alanında konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden, tarafların iddia ve savunmaları doğrultunda, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna göre eksik incelemeye dayalı hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.