(Kapatılan) 18. Hukuk Dairesi 2014/21083 E. , 2015/10580 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak ... İli ... İlçesi ... Köyü ... ada ... parsel sayılı taşınmaz bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Kamulaştırma Yasasının 4650 sayılı Yasayla değişik 11.maddesinin birinci fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendinde, taşınmazın kamulaştırma (dava) tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerinin belirleneceği öngörülmekte olup, bu yöntemle değerin saptanmasında münavebeye alınacak ürünler yönünden sulu ya da kuru tarım arazisi niteliğinde olup olmaması önem taşır. Mahallinde yapılan keşif sırasında bu yönde herhangi bir tespit yapılmadığı halde, hükme esas alınan her iki bilirkişi kurulu raporunda kendi imkanlarıyla sulama imkanına sahip olduğu belirtilerek sulu kabul edilip buna göre değer biçilmiştir.
Sulama kaynağının ne olduğu açıkça gösterilmeden (taşınmazın üzerindeki bir su kaynağından veya yakınındaki bir dereden sulanıp sulanmadığı), kaynaktan alınan suyun taşınmazın tamamında ve her mevsim için fiilen yeterli olup olmadığı, dereden sulanıyorsa bu suyun kendi doğal akışı ile mi yoksa özel bir pompalama ya da başka bir sistemle mi taşınmaza ulaştığı, yeraltı suyundan hangi sistemle yararlanıldığı hususları ayrıntılı bir biçimde araştırma yapılarak belirlenmeden, pompajla sulama varsa bunun için yapılacak giderlerin de üretim masraflarına ilave edilmesi gerektiği düşünülmeden düzenlenen bilirkişi kurulu raporuna göre karar verilmesi,
2-İrtifak hakkı tesis edilmek amacıyla yapılan kamulaştırma işleminde kamulaştırma bedeli, taşınmazın irtifak hakkı tesisinden önceki değeri ile irtifak hakkı tesis edildikten sonraki değeri arasındaki farktan ibarettir. Taşınmazın niteliğine göre Kamulaştırma Yasasının 11. maddesinin ikinci fıkrası hükmü
gereğince taşınmazın tamamının bir bütün olarak değeri tespit edildikten sonra aynı maddenin son fıkrası uyarınca irtifak kurulması nedeniyle taşınmazda meydana gelecek değer düşüklüğünün oran ve tutarının gerekçeleri ile belirtilmesi gerekir. İrtifak kurulması nedeniyle taşınmazda meydana gelecek değer düşüklüğü, taşınmazın cinsi, niteliği, kullanım şekli, üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. etkilenip etkilenmediği, irtifak hakkının niteliği, (boru hattı, enerji nakil hattı vs.) taşınmazda kapladığı alan ve yeri, mesafesi ve istikameti dikkate alınarak belirlenir. Taşınmazdan geçen enerji nakil hattının geçtiği yer, binaya mesafesi, binanın enerji nakil hattından etkilenip etkilenmeyeceği ve ne şekilde etkilendiği bilirkişi kurulundan alınacak denetime elverişli rapor ile tespit edilmelidir. Bu hususlar araştırılıp binanın enerji nakil hattından etkilenip etkilenmediği, ne şekilde etkilendiği tespit edilip açıklanmadan, bina değer kaybı ve arazinin toplam değeri üzerinden irtifak bedeli hesaplayan bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulması,
3-Hükmedilen tazminat bedeline dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerekirken, davalı kuruma başvuru tarihinden itibaren yasal faiz verilmesi ,
4-Hüküm fıkrasının 2 nolu bendinde irtifak alanının davacı adına olan tapu kaydının iptali ile kullanım hakkı davalı idareye ait olmak üzere TEDAŞ Genel Müdürlüğü adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davalı idare adına tesciline karar verilmesi ,
Kabule göre;
Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede münavebeye alınacak ürünler için dekar başına elde edilecek ortalama verime, üretim giderine ve toptan satış fiyatına ilişkin olarak ciddi istatistiki bilgilere dayalı olduğu bilinen o yerdeki gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğü verilerinin esas alınması gerekmektedir.
Dosyada bulunan gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğü yazısına göre 2011 yılı veri cetvelinde buğdayın satış fiyatı 0.60 TL iken 0.64 TL; buğday samanının dekara verimi 350 kg iken 400 kg, üretim gideri 0.00TL iken 12.00 TL ; satış fiyatı 0.20 TL iken 0.22 TL; ayçiçeğinin satış fiyatı 2.00 TL iken 2.75 TL; mısırın satış fiyatı 0.08 TL iken 0.09 TL olarak hesaplama yapan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuş olması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.