Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2012/12-602
Karar No: 2012/914

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/12-602 Esas 2012/914 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2012/12-602 E.  ,  2012/914 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 15/12/2011
    NUMARASI : 2011/1000-2011/1398

    Taraflar arasındaki takibin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 07.10.2010 gün ve 2010/1138 E, 2010/1402 K. sayılı kararın incelenmesi davacı-borçlu vekilince istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 07.06.2011 gün ve 2010/30708 E., 2011/11987 K. sayılı ilamı ile;
    (…Kadıköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2009/1192 Esas sayılı iflasın ertelenmesi davasında verilen 12.11.2009 tarihli tedbir kararı ile İİK"nun 206.maddesinin 1.sırasındaki alacaklara ilişkin olanlar hariç olmak üzere, şirket borçları ile ilgili takip yapılmamasına ve yapılan takiplerin durdurulmasına karar verildiği, alacaklının ise bu tedbir kararından sonra 18.08.2010 tarihinde icra takibine başladığı görülmektedir.
    Somut olayda borçlu vekili, ilamsız icra takibine karşı süresinde icra dairesinde itiraz ederek takibi durdurduğu gibi ayrıca, 7 günlük şikayet süresi içerisinde icra mahkemesinden, ilgili mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı nedeniyle usulsüz yapılan takibin iptalini talep etmektedir. Bu talep İİK.nun 16.maddesinde öngörülen şikayet niteliğinde olup, borçlunun, takibe itiraz etmesinden sonra ayrıca yukarıda belirtilen nedenlerle şikayet yoluna da başvurarak takibin iptalini istemesi mümkün olup hukuki yararı da bulunmaktadır.
    O halde mahkemece, işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, icra dairesine itirazla takibin durduğu ve ortada tedbirin uygulanmamasından kaynaklanan herhangi bir uyuşmazlık da bulunmadığından bahisle şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.…)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN: Davacı/borçlu vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    İstek, icra takibinin iptali istemine ilişkindir.
    Davacı/borçlu tarafından açılmış bulunan iflasın ertelenmesi davasında mahkemece 12.11.2009 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile “ İflasın ertelenmesi isteği hakkında bir karar verilinceye kadar İİK nun 206. Maddesinin 1. fıkrasında yazılı alacaklar için haciz yolu ile yapılan yada yapılacak takipler hariç olmak üzere davacı şirket aleyhine 6183 sayılı Yasa’ya göre yapılan takiplerde dahil olmak üzere hiçbir icra takibinin yapılamamasına ve yapılmış takiplerin tedbiren durdurulmasına” karar verilmiş; anılan kararın verilmesini takiben davalı/alacaklı, 18.08.2010 tarihinde davacı/borçlu aleyhine ilamsız takip yoluyla icra takibi başlatmıştır.
    Davacı/borçlunun ödeme emrinin tebliği üzerine 7 günlük sürede tedbir kararından sonra başlatılan takibin durdurulması için İcra Dairesine itirazı üzerine takip durdurulmuş. Ayrıca takibin iptalini şikayet yolu ile İcra Mahkemesinden istemesi üzerine İcra Mahkemesi, “İcra Müdürlüğünün ilamsız takibin durmasına karar vermiş olması nedeni ile ortada tedbirin uygulanmamasından kaynaklanan herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı” gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir.
    Özel Daire’ce bu hükmün yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmasından sonra;
    Yerel Mahkeme, “somut olayda aynı karara yaslanılarak , icra takibinin durdurulduğu dolayısı ile borçlunun işlemlerin yürürlüğünün durdurulması ile birlikte risklerle karşılaşma ihtimalinin ortadan kalktığı böylelikle bireyin kendisine, öznel bir hakkın korumaya alınması için verilen almaşık haklardan birini kullanması ile görülmekte olan dava ile elde etmeyi umduğu yararını edindiği , dolayısı ile bu yararın elde edilmesi ile eş zamanlı olarak görülmekte olan dava ile edineceklerine kavuştuğu, görülmekte olan dava için kazanımların/hukuki yararın davanın görülmesini önleyen amile dönüştüğü nazarı itibara alındığında, hayat olayında aynı sebebe dayalı olarak birden fazla davanın açılması veya başvurunun yapılması, muhtelif yerlerde hak aramanın çelişmezlik ilkesi, no bis in idem kuralına aykırı sonuçların edinme riskine neden olacağı gibi itiraz ve şikayetlerin bireysel ihtilafların çoğaltılması , adlileştirmeyi tetikleme aracı değil hakkın korunmasını güvenceye alan kademeli önleme şeklinde algılanması gerektiği bu bağlamda ilki ile edinilen hukuki yarara rağmen , ikinci bir dava ikame etme ya da ikinci dava / başvuru ile elde edilen sonuca rağmen , bu sonucu pekiştirecek veya etkisiz kılacak bir ilamda ısrar etmenin hak arama özgürlüklerine düzenleyen standartlarla bağdaşmayacağı” gerekçesiyle direnme kararı vermiştir.
    Uyuşmazlık; borçlunun itirazı üzerine İcra Müdürlüğü tarafından durdurulmasına karar verilen icra takibinin ayrıca İcra Hukuk Mahkemesinden şikayet yolu ile iptalinin istenilmesinde davacının hukuki yararının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
    İcra ve İflas Kanunu sermaye şirketleri ve kooperatifler için özel bir doğrudan doğruya iflas sebebi kabul etmiştir Buna göre, sermaye şirketlerinin pasifinin aktifinden fazla olduğunun ilgililerce mahkemeye bildirilmesi ve iflasın ertelenme talebinin bulunmaması halinde mahkemece şirketin veya kooperatifin iflasına karar verilir (m.179,I c.1).
    Sermaye şirketinin veya kooperatifin pasifinin aktifinden fazla olduğunu ticaret mahkemesine bildiren yönetim kurulu, üyeleri, alacaklılarından biri, şirket veya kooperatif tasfiye halinde ise tasfiye memurları şirketin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak, iflasın ertelenmesini isteyebilir (m.179,I c.2). Mahkeme, iyileştirme projesini ciddi ve inandırıcı bulursa, iflasın ertelenmesine karar verir (m.179,I c.3).
    İcra ve İflas Kanunu’nun “Erteleme Tedbirleri” başlığı altında düzenlenen 179/a,I maddesinde “İflasın ertelenmesine karar veren mahkeme, şirketin veya kooperatifin malvarlığının korunması için gerekli her türlü tedbiri iyileştirme projesini de göz önünde tutarak alır.” hükmü öngörülmüş; “Erteleme Kararının Etkileri” başlığı altında düzenlenen 179/b,I maddesinde ise, “Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur; bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.” hükmüne yer verilmiştir.
    Bu açık hükümler karşısında, iflasın ertelenmesi kararının verilmesinden sonra alacaklının takip yapmasına yasal imkan bulunmayıp, takip yapılmışsa bu takibin iptali istenebilir.
    Somut olayda, takipten önce henüz iflasın ertelenmesine karar verilmemiş olmakla birlikte Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12.11.2009 gün ve 2009/1192 D İş sayılı sırasında verilen ihtiyati tedbir kararı bulunmaktadır. Takipten sonra da Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12.10.2010 gün, 2009/1192 E 2010/705 K sayılı kararı ile “Borçlu şirket hakkında İİK.nun 179/a VE 179/b maddeleri uyarınca iflasın 1 yıl süre ile ertelenmesine, İİK nun 179/b maddesi uyarınca erteleme süresince davacı aleyhine İİK nun 206. maddesinin birinci sırasında yazılı alacaklar hariç olmak üzere 6183 sayılı Yasa’ya göre yapılan takiplerde dahil olmak üzere hiçbir icra takibinin yapılamayacağına ve evvelce başlamış takiplerin durdurulmasına, erteleme sırasında taşınır, taşınmaz veya ticari işletme rehini ile temin edilen alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takibin yapılabileceğine, başlamış olan takiplere devam edilebileceğine, bu takipler nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamayacağına ve rehinli malların satışının gerçekleştirilemeyeceğine, ancak, rehinli ve ipotekli alacaklar için (rehnin) ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipler için alacaklı tarafın satış talep etmesi ve satış gününün icra müdürlüğünce tayini halinde erteleme süresinde kalan süre için işleyecek faizin davacı tarafça teminatlandırılması halinde satışın durdurulmasına, aksi takdirde satışın durdurulmayacağını,…” karar verildiği şikayete konu takibin ise 18.08.2010 tarihinde yapıldığı dosya kapsamında anlaşılmıştır.
    Şu durumda; borçlu aleyhine, takip yapılmamasına ilişkin bir ihtiyati tedbir kararının bulunması ve bu tedbir kararından sonra alacaklının borçlu aleyhine icra takibine girişme olanağı bulunmadığından, böyle bir takibin mevcudiyeti halinde bu takibin iptaline karar verilmesi gerektiği her türlü duraksamadan uzaktır.
    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere, itiraz ile şikâyet kurumlarının mahiyeti ve usulü itibari ile farklı kurumlar olmasına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen ve aynı yöne işaret eden Özel Daire bozma ilamına uyularak, şikayet yolu ile icra takibinin iptalini istemekte davacının hukuki yararı bulunduğu kabul edilip, işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, icra dairesine yapılan itirazla takibin durduğu ve ortada tedbirin uygulanmamasından kaynaklanan herhangi bir uyuşmazlık da bulunmadığı gerekçesi ile önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.
    S O N U Ç :Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 2004 sayılı İcra İflas Kanunun 366/III. maddesi uyarınca tebliğden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 28.11.2012 oybirliğiyle karar verildi

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi