23. Hukuk Dairesi 2015/427 E. , 2015/4597 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davalı kooperatifin davacı hakkında ... 5. İcra Müdürlüğünün 2010/5938 takip sayılı dosyası ile 2007 yılı Temmuz ayından 2010 yılı Haziran ayına kadar olan aidat borçlarını ödemediği iddiasıyla icra takibi yaptığını, davacının takibe konu aidat borçlarından toplam 17.900,00 TL borcunu ödediğinden bahisle ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/238 esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açtığını mahkemece verilen 2012/148 Karar sayılı ilam ile davacının davalı-alacaklı kooperatife 17.900,00 TL aidat borcunun olmadığına dair karar verildiğini, söz konusu kararın onanarak kesinleştiğini, ancak bu dosyada alınan 31.01.2012 tarihli bilirkişi raporunda davacının takibe konu aidat borçlarından toplam 23.521,65 TL"nın ödemiş olduğunun saptandığını, davacının davalı kooperatife 23.521,65 TL tutarında ödemesinin bulunduğu anlaşıldığı halde ıslah yoluyla müddeabih değiştirilmediğinden sadece 17.900,00 TL"lik kısım için borçlu bulunmadığının tespitine karar verildiğini, alacaklı vekili ibralaşılırken bilirkişi raporunda belirtilen 23.521,65 TL"nin sadece 17.900,00 TL"lik kısmını borçtan mahsup edilmekte, 5.621,65 TL fazla ödeme yapmak zorunda kaldığını ileri sürerek 5.621,655.621,65 TL fazla ödemenin davalıdan istirdadı ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın söz konusu dönemdeki borçlarından 17.900,00 TL kısmını ödediğinden bahisle menfi tespit davası açtığını, bu dava kapsamında yapılan birinci bilirkişi incelemesinde davacı tarafın 23.521,65 TL "yi ödediğinin belirtildiğini, davacı tarafın bu rapordan sonra fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığı gibi davasını da ıslah etmediğini, müvekkilinin rapora itiraz ettiğini, bunun üzerine mahkemece ikinci kez bilirkişi incelemesine karar verildiğini, bilirkişinin ek raporunda ise davacının borçlu olduğunun tespit edildiğini, fakat mahkemenin bu ek raporu dikkate almadan birinci bilirkişi raporu ile hüküm kurduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davalı alacaklı vekilinin ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/238 esas, 2012/148 sayılı kararını temyiz gerekçesini hükme esas alınan bilirkişi raporunun içeriği oluşturduğu bilirkişi raporunu esas alan mahkeme kararının onandığı, 10.10.2007 günü 1.600,00 TL, 12.11.2008 günü 1.600 TL, 17.12.2008 günü 1.600 TL ve 11.09.2009 günü 821,65 TL olmak üzere toplam 5.621,65 TL takip alacağının takip tarihinden önce davalı vekiline elden ödenerek ibraname alındığı, böylelikle 26.04.2013 tarihi itibariyle ikinci kez ödenen aidat alacağının istirdadı gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, alınması gereken harç peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.