Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermiştir. Hükmün davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, 06.11.2006 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden sigortalının yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davalılar yönünden 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İş kazasına dayalı zararın giderilmesi amacıyla açılan maddi ve manevi tazminat davalarında zamanaşımı süresi gerek 818 sayılı B.K.’nun 125. maddesi gereğince gerekse 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 146.maddesi gereğince haksız fiilin meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıldır. Somut olayda, davalı ..."un işveren olduğu, ceza yargılaması sonucunda davaya konu kazanın meydana geldiği sitenin müteahhidi ve yöneticisi olmakla kusurlu bulunarak cezalandırılmasına karar verildiği ve hükmün kesinleştiği, ceza davasında maddi vakıa olark belirlenen hususların hukuk hakimini de bağlayacağı anlaşılmakla, iş kazasının 06.11.2006 tarihinde gerçekleştiği, davacı tarafın eldeki davayı 23.03.2015 tarihinde açtığı, 10 yıllık zamanaşımı süresinin henüz gerçekleşmediği anlaşıldığından talep edilen tazminatlar açısından işin esasına girilip karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. O halde, davacı tarafın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı tarafa iadesine, 21.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.