17. Ceza Dairesi 2015/26237 E. , 2018/1123 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanığın tüm aşamalarda üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğinin anlaşılması karşısında; hükme esas alınan 19.11.2012 tarihli kolluk tutanaklarını tanzim eden kolluk görevlilerinin ve 19.11.2012 tarihli tutanakta ismi geçen ..."ın tanık sıfatıyla dinlenilerek sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken eksik kovuşturma ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
2-19.11.2012 tarihli kolluk tutanağında, müştekiye ait iş yerinden meydana gelen hırsızlık olayının sanık ..."ın çaldığı 700"er gramlık, 6 adet kaşar peynirini müştekinin işletmekte olduğu ... isimli iş yerinden çaldığını itiraf ettiği ve sanığın suça konu kaşar peynirlerini çaldığı yeri kolluk görevlilerine göstermesi ile söz konusu peynirlerin müştekiye teslimini sağladığının belirtilmesi, müştekinin başkaca zararının olmaması hususları göz önüne alındığında, müştekinin müracaatı olmadığı halde soruşturma aşamasında yer gösterme suretiyle müştekiye ulaşılmasını ve suça konu eşyanın müştekiye iadesini sağlayan sanık hakkında TCK"nın 168/1. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
3-5237 sayılı TCK"nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK"nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK"nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. TCK"nın 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK"nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK"nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK"nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe açmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise; müştekinin çalışanı olduğu iş yerinden, kıymet takdir tutanağına göre 85,00 TL değerinde kaşar peyniri çalan sanık hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK"nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
4-Sanık hakkında tekerrüre esas alınan ilamın karar yerinde gösterilmemesi; ayrıca sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas alınabilecek tek ilamın Ankara 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2006/434 Esas ve 2007/429 Karar sayılı ilamı olduğu, bu ilamda yer alan hükümlülüğün de “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçuna ilişkin olduğunun anlaşılması karşısında; 6545 sayılı Kanunla getirilen TCK"nın 191. maddesindeki değişiklikler ile koşullarının oluşması durumunda, "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" ve “davanın düşmesi” seçeneklerine de yer verilmesi nedeniyle, tekerrüre esas alınan ilamla ilgili olarak yasal değişiklik sonrası bir uyarlama işlemi yapılıp yapılmadığının araştırılması, yapılmamışsa uyarlama yargılaması yapıldıktan sonra sonucuna göre sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmasında zorunluluk bulunması,
5-Anayasa Mahkemesi"nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının gözetilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 06.02.2018 günü oybirliğiyle karar verildi.