7. Ceza Dairesi 2016/5295 E. , 2018/151 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5015 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Olay tutanağı ve dosya kapsamına göre; sanığın ev ve eklentilerinde yapılan aramada suç unsuruna rastlanılmadığı ancak evinin dışında bulunan ahırın hemen bitişiğinde marker seviyesi geçersiz 130 litre motorin ele geçirildiği olayda; çiftçilik yapan sanığın maddi gerçeğin ortaya çıkartılması bakımından, gerektiğinde ilgili kurumlardan da sorulmak suretiyle sosyal durum araştırması yapılarak, suç tarihi itibariyle sanığın sahibi olduğu veya icar ettiği tapulu veya tapusuz arazileri ile traktörünün olup olmadığı, var ise traktörünü ticari amaçla mı, yoksa kendi özel işlerinde mi kullandığı hususları tespit edilip, dava konusu akaryakıtın ticari amaçla bulundurulup bulundurulmadığı belirlendikten sonra, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre ise;
1-Mahkemenin sanığa yönelik vermiş olduğu 21.09.2010 tarihli ilk kararında sanık hakkında 80,00 TL adli para cezasına hükmedildiği, bu kararın sanık tarafından temyiz edildiği ve Yargıtay 7. Ceza Dairesince 13.01.2014 tarih ve 2013/5298 esas, 2014/880 karar sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına hükmedildiği, bozmadan sonra kurulan 03.06.2014 tarihli mahkeme kararında ise aleyhe bozma yasağına aykırı olarak sanık hakkında 1.000TL adli para cezasına hükmedildiği, mahkûmiyet kararı verilirken sanığın kazanılmış hakkının gözetilmesi gerektiği ve bu nedenle ilk mahkeme kararındaki ceza miktarına indirilerek hüküm kurulması gerekir iken aleyhe hüküm kurulması,
2- Dava konusu eşyanın müsaderesi ile yetinilmesi gerekirken infazı kısıtlayacak şekilde söz konusu eşyanın tasfiyesine de hükmedilmesi,
3-01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Yasanın 5. maddesi ile yapılan değişiklikle 5237 sayılı TCK.nun 50/6. madde ve fıkrasında yer alan “yaptırım” ibaresinin “tedbir” olarak değiştirilip, 5275 sayılı Yasanın 106. maddesinin 4. ve 9. yine 18.06.2014 tarihli 6545 sayılı Yasanın 81. maddesi ile 3. ve 8. fıkralarındaki değişiklikler göz önüne
alındığında, ayrıca 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde, verilen adli para cezasının ödenmemesi durumunda, ödenmeyen para cezasının hapis cezasına çevrilmesine karar verilmesi,
4- 24.11.2015 günlü 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK.nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
TCK.nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, mahkum olduğu kısa süreli olmayan hapis cezası ertelenen sanık hakkında anılan maddenin l. fıkrasının (c) bendinde yazılı hak yoksunluğunun, sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkileri açısından uygulanmasına yer olmadığına, altsoyu dışında kalanlarla ilgili bu hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, sanık ve EPDK vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.01.2018 günü oybirliğiyle karar verildi.