14. Hukuk Dairesi 2018/2682 E. , 2018/8505 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 10.03.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.02.2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 5531 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin verilen ilk kararın davalının temyizi üzerine hükmün Dairemizin 09.05.2017 gün ve 2015/12650 Esas, 2017/3871 Karar sayılı ilamı ile " ... Dosyaya ibraz edilen belge ve bilgilerden, ortaklığının giderilmesi istenen 5531 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, eski 479 ada 18 ve 19 nolu parsellerin 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine göre yapılan uygulama neticesinde oluşmuş bir parsel olduğu görülmüştür.
Dayanak idari işlemin iptali amacıyla davalı ... tarafından ... 1. İdare Mahkemesi’nde açılan 2014/592 Esas sayılı davanın 2014/855 Karar sayısı ile retle sonuçlandığı temyiz edilmesi üzerine Danıştay"da olduğu henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, idari işlemin iptali amacıyla ... 1. İdare Mahkemesi’nde açılan 2014/592 Esas sayılı davanın bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken anılan davanın sonuçlanması beklenilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir." gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Mahkemece paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satışın nasıl yapılacağının ve satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının hüküm sonucunda gösterilmesi gerekir.
Satışına karar verilen taşınmaz;
a)Paylı mülkiyet hükümlerine konu ise satış bedelinin paydaşların tapudaki payları oranında,
b)Elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olması halinde satış bedelinin mirasçılık belgesindeki paylar oranında,
c)Hem paylı, hem de elbirliği mülkiyeti halinin bir arada bulunması halinde ise satış bedelinin tapudaki ve mirasçılık belgesindeki paylar nazara alınarak dağıtılmasına karar verilmesi gerekir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK"nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
Somut olaya gelince; davacılar ile davalı tarafından dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatlarda hak sahibi oldukları ileri sürülmüş olup yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca mahkemece, tarafların bu hususta ittifak edip etmedikleri üzerinde durulmamış, ittifak etmiyorlarsa bu konuda taraflara dava açmak üzere süre verilmemiştir.
O halde yukarıda değinilen ilkeler gözetilmek suretiyle davacılar vekili muhdesatların müvekkiline ait olduğunu söylemiş ise de, davacıların 3 kişi olduğu gözetilerek muhdesatların hangi bölümünün hangi davacıya ait olduğunun açıklattırılması, bu açıklamalara göre muhdesat iddiasında bulunan taraflar bakımından muhdesat iddialarına ilişkin ihtilaf varsa bu konuda dava açmak için süre verilmesi, açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, muhdesatın aidiyeti konusunda ihtilaf yok ise gerekirse bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle taşınmazların tespit edilen toplam değerlerinin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenmesi ve bu oran uyarınca satış bedelinin paydaşlara dağıtılması gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine,
03.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.