3. Hukuk Dairesi 2018/3149 E. , 2018/5367 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen fuzuli işgal nedeniyle tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik yönelik olarak verilen hükmün, davalı vekili tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş ancak nitelik ve mahiyet itibariyle duruşmaya tabi olmadığından duruşmanın reddine karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 30.01.2009 tarihinde açtığı işbu dava ile ; taraflar arasında düzenlenen 01.01.1984 başlangıç tarihli 25 yıl süreli kira sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle fuzuli şagil konumunda olan davalının müdahalesinin önlenmesi ile taşınmazın tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, sözleşme süresinin 01.01.2009 tarihinde sona erdiği ve sürenin açıkça ya da örtülü uzatılmadığı,sözleşmenin düzenlendiği tarihte taşınmaz üzerinde 6570 Sayılı Yasanın 1. maddesinde tanımlanan şekilde bina bulunmadığı, bu nitelikteki binanın davalı tarafından inşa edileceği bu nedenle taşınmazın 6570 Sayılı Yasaya tabi olmadığından sözleşme süresinin kendiliğinden uzamış sayılamayacağı , davalının belirtilen tarihten sonraki kullanımının haksız el atma niteliğinde olduğu belirtilerek davanın kabulü ile davalının müdahalesinin önlenmesine ve taşınmazdan tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- 6100 Sayılı HMK."nun geçici 1. maddesi " Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmaz." hükmünü içermektedir. Bu nedenle 6100 Sayılı HMK."nun yürürlüğünden önceki davalarda görevli mahkemenin belirlenmesinde davanın açıldığı tarihteki 1086 sayılı HUMK. hükümlerine göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir. Taraflar arasındaki davada, 6100 Sayılı HMK."nun yürürlüğe girmesinden önce 30.01.2009 tarihinde açılmıştır. Bu nedenle mahkemenin görevi 1086 Sayılı HUMK"na göre belirlenmelidir. 1086 Sayılı HUMK"nun 8/2 maddesine göre İcra ve İflas Kanununun onuncu babında yer alan 269 ve 272 nci ve sonraki maddeleri hükümleri hariç olmak üzere, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaları dava değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi görür.Uyuşmazlık , akdin feshi ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Kaldı ki, uyuşmazlığın 2886 S.Y kapsamında değerlendirilmesi halinde dahi dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 1086 Sayılı HUMK"nun 8/2 maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır. Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyledavanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.