Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/18094 Esas 2018/5335 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/18094
Karar No: 2018/5335
Karar Tarihi: 16.05.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/18094 Esas 2018/5335 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/18094 E.  ,  2018/5335 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı, nikahta takılan takıların borçlarını kapatmak için geri verilmek kaydı ile davalı tarafından bozdurulduğunu, altınların 7.000,00 TL"lik kısmı ile silah ve ruhsatını alındığını, geri kalanın ise davalının kredi kartı borçlarının ödenmesi amacıyla harcandığını belirterek 30.000,00 TL"nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı, dava konusu ziynetlerin davacının annesine verildiğini, davacının annesinin de bu ziynetleri bir kuyumcuda muhafaza ettiğini, daha sonra davacının annesinin ve davacının borçlarının ödenmesi için bu ziynetlerin bozdurulduğunu, ziynetlerle silah ve araç alınmadığını, altınlar üzerinde hiç bir tasarrufunun olmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne 30.000,00 TL takı bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık, ziynet alacağı talebine ilişkindir.Anayasanın 141"nci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Taraflara hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur.HMK."nun 388 maddesinde belirtilen hükmün açık ve net olması gerekliliğinin yanı sıra gerekçe de anlaşılabilir, yeterli ve denetlenebilir olmalıdır. Gerekçe ile hüküm arasında sonuca etkili uygunsuzluklar bulunmamalıdır. 10.04.1992 gün 1991/7 Esas 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik bulunması hali bozma nedeni oluşturmaktadır. Hüküm, gerekçeyle bütünlük arz eder.Mahkemece gerekçede, davacıya ait takıların evlendikten sonra davacının tanıdığı bir kuyumcuya emaneten bırakıldığı, perderpey ihtiyaca binaen davacının ortak ihtiyaçları nedeni ile yaptığı harcamalardan kaynaklanan kredi kartı borçları için davacının annesi tarafından bozdurulup davacının belirtilen borçlarının ödenmesinde kullanıldığı belirtilmesine rağmen gerekçe ile çelişki oluşturacak şekilde davanın tümü yönünden kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.O halde, mahkemece bozdurulan altınlardan davacının harcadığı miktarın belirlenerek sonuca göre davacının harcadığı kısım yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken gerekçe ile çelişki oluşturacak şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.