11. Hukuk Dairesi 2016/2534 E. , 2017/1568 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/09/2014 gün ve 2013/220-2014/543 sayılı kararı bozan Daire’nin 08/12/2015 gün ve 2014/18887-2015/13122 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu"nun 39/3 maddesi hükmü gereğince Daire ve Kurulların toplantılarını engelleyen toplu red istemlerinin dinlenemeyecek olması nedeniyle davalı vekilinin Daire"nin çekilmesi (reddi) istemi yerinde görülmemiş olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, şirketin 2012 yılına ilişkin genel kurulunun 18.02.2013 tarihinde yapıldığını, müvekkilinin TTK"nın 420. maddesi kapsamındaki talebi üzerine bilanço ve buna bağlı gündem maddelerinin görüşmelerinin ertelendiğini, ertelenen gündem maddelerinin 25.03.2013 tarihinde yapılan genel kurulda görüşüldüğünü ancak anılan genel kurulda alınan kararların bir kısmının da iptalinin gerektiğini, müvekkilinin bilanço ve buna bağlı maddelerin görüşmelerinin ikinci kez ertelenmesi talebinin reddedildiğini, bu kararın yerinde olmadığını, zira müvekkilince talep edilen belgelerin toplantıdan makul süre önce kendisine gönderilmediğini, şirketin mali durumu ve faaliyetleri hakkında müvekkilinin yeterince bilgilenerek genel kurul toplantısına katılımı sağlanmadığı gibi genel kurulda da yazılı açıklama verilmekten çekinildiğini, 2012 yılı denetçi raporunun ibrası kararının da hukuka aykırı bulunduğunu, denetçi raporunun ibrasının ancak bunun dayanağı olan bilanço ve gelir gider hesapları hakkında tüm ortaklara yeterli ayrıntıda bilgi verilmiş olması ve bilançonun tasdiki kararının da hukuka uygun olarak alınması halinde mümkün olacağını, oysa çekilen ihtara rağmen bu konuda müvekkiline gerekli bilgi ve belgelerin verilmediğini, gerçeği yansıtmadığı yönünde ciddi bulgular bulunan bilanço bilgileri ve alt hesaplar hakkında hazırlanmış olan denetim raporunun yüzeysel nitelikte olup objektif ve doyurucu nitelikte bir denetim yapıldığını göstermekten uzak bulunduğunu, yukarıda açıklanan gerekçelerle 2012 yılı bilanço ve gelir gider tablosu hesaplarının tasdikine ilişkin 3 nolu kararın da iptalinin gerektiğini, ayrıca oydan mahrum olmalarına rağmen yönetim kurulu üyelerinin de bilanço ve hesapların tasdiki için oy kullandıklarını, yapılan açıklamalar karşısında yönetim kurulu raporunun ibrasının da hukuka aykırı olduğunu, bu raporun yüzeysel olup gerçeği yansıtmadığını, gündemin 5. maddesi ile kâr dağıtılmaması yönünde karar alındığını, anonim şirketlerin nihai amacının kâr elde etmek ve dağıtmak olduğu gibi kâr payı alma hakkınında vazgeçilmez haklardan bulunduğunu, şirketin kâr dağıtmamasının gerekçesi olarak önceki yıllarda olduğu gibi yatırımların gösterildiğini, şirketin birikmiş karının olmasına rağmen bu karın dağıtılmadığını, dolayısıyla bu kararın da iptalinin gerektiğini, TTK"nın 438. maddesinde düzenlenen koşullar oluştuğundan şirkete özel denetçi atanmasını talep ettiklerini ileri sürerek, davalı şirketin 25.03.2013 tarihli genel kurulunda alınan 1,2,3,4 ve 5 nolu kararların iptaline, şirkete özel denetçi atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulüne, davalı şirketin 25.03.2013 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 5 nolu kararın iptaline, diğer maddelere yönelik iptal talebi ile özel denetçi atanması yönündeki talebin reddine dair verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine karar Dairemizce davalı yararına bozulmuştur.
Davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 4,60 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 275,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 16.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.