12. Ceza Dairesi 2017/5467 E. , 2019/2495 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK"nın 89/1, 22/3, 89/2-b, 62, 52/2-4, 53/6. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2018/4-394 E. 2018/478 K. sayılı 25.10.2018 tarihli kararında “soruşturma evresinde tarafların kabul etmemeleri nedeniyle sonuçsuz kalan uzlaştırmanın maddi ceza hukuku boyutunu ilgilendirmeyen, münhasıran uzlaştırma yöntemine yönelik olması nedeniyle usule ilişkin olduğu konusunda kuşku bulunmayan değişikliğin, derhal uygulama ilkesinin zorunlu bir gereği olarak daha önce usulüne uygun olarak yerine getirilmiş olan uzlaştırma girişimine ilişkin işlemlerin yenilenmesini gerektirmediği” şeklindeki görüşü karşısında; sanığa isnat edilen taksirle yaralama suçunun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 253/1. maddesi gereğince uzlaşmaya tabi olduğu, soruşturma aşamasında sanık ile ve katılan arasında uzlaşma sağlanamadığı, kovuşturma aşmasında katılanın ve sanığın uzlaşma konusunda bir çabaları ve dosyaya yansıyan bir iradelerinin bulunmadığı dikkate alındığında, uzlaşmanın yargılamaya bir fayda sağlamayacağı ve yargılamayı gereksiz yere uzatacağından mahkemenin kabul ve takdirinde isabetsizlik görülmemiş olup, tebliğnamede bu konuda bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin kusur durumuna, bilinçli taksirin koşullarının oluşmadığına ve sair nedenlere ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın idaresindeki otomobille, yerleşim yeri içindeki, iki yönlü, asfalt kaplama, düz, kuru, hafif virajlı ve aydınlatmalı yolda, 233 promil alkollü vaziyette seyir halindeyken, yolun sola doğru virajlandığı mevkide karşı yönden gelen araçların kullandığı şeride girerek müşteki Mustafa"nın idaresindeki araca sol arka kısmından çarpması neticesinde katılanın üçüncü dereceden kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı olayda; sanığın bilinçli taksir hükümlerince sorumluluk doğuran ihlalinin yalnızca alkollü araç kullanmak eylemi olduğu anlaşılarak, bilinçli taksir düzeyinde sorumluluğa neden olabilecek başka bir ihlali bulunmayan sanık hakkında, TCK"nın 22/3. maddesi uyarınca temel cezanın 1/3 oranı yerine, 1/2 oranında artırılarak fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 25/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.