11. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/2624 Karar No: 2017/1567 Karar Tarihi: 16.03.2017
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/2624 Esas 2017/1567 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2016/2624 E. , 2017/1567 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/11/2014 gün ve 2013/543-2014/700 sayılı kararı bozan Daire’nin 03/11/2015 gün ve 2015/4033-2015/11495 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin ... vatandaşı olup, davalı şirket ile arasındaki ihtilaftan dolayı ... Mahkemeleri’nde dava açtığını, nihai olarak ... Yargıtay Mahkemesi 3. Odası tarafından 2006 yılı 5460 E, 4270 K sayılı ilamı ile karar verilip, kararın kesinleştiğini ileri sürerek, ... Yargıtay 3. Odası 5640 Esas, 4270 Karar 11.12.2006 günlü yabancı mahkeme karanının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, tenfizi istenilen kararın kesinleşmediğini, ... ile Türkiye arasında mütekabiliyet anlaşması olmadığı gibi fiili uygulamanın da bulunmadığını, verilen kararın dolandırıcılık ile alınıp Türk kamu düzenine aykırı olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur. Davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve Dairemizin 30.01.2009 tarih 2008/1284 E. 2009/980 K. sayılı bozma ilamında Türk Mahkemelerinin kararlarının tenfizini mümkün kılan ... Medeni Hukuk Muhakeme Usulleri Kanunu’nun 306 ve 308.maddeleri hükümleri bulunmasına rağmen Türk mahkemelerince verilen kararların tenfizinin reddi yönünde fiilen olumsuz bir uygulamanın bulunup bulunmadığı hususunun da araştırılması gerektiği belirtilerek yapılan bozmaya mahkemece uyularak yapılan araştırma sonucunda Dışişleri Bakanlığınca verilen cevapta “...Türk Mahkemeleri tarafından verilen kararların ..."de tanınması ve tenfizine ilişkin olumlu uygulamaya dair bilgi ve belgenin mevcut olmamasının yanısıra ..."deki mevcut koşullar nedeniyle bu aşamada tanıma ve tenfizin fiili ve hukuki açıdan mümkün olmadığı ve Türk mahkemesinden verilen kararın tenfizinin ... Mahkemesince reddi kararının münferit bir uygulama olarak değerlendirilemeyeceğinin bildirilmiş....” olmasına göre, davacı vekilinin karar düzeltme istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekillinin karar düzeltme istemlerinin HUMK 442. maddesi uyarınca REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 4,60 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 275,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 16/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.