12. Ceza Dairesi 2019/279 E. , 2019/2472 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davanın kısmen kabulü ile 6.537,87 TL maddi, 8.000 TL manevi tazminatın davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya gönderme formunda ve tebliğnamede hükmün davacı vekili tarafından da temyiz edildiği vurgulanmış olmasına karşın, gerek dosyada bulunan, gerekse UYAP sistemine kayıtları evrakların incelenmesinde, davacı vekilinin hükme karşı temyiz isteminde bulunduğuna dair bir belgeye rastlanılmamış olup, davalı vekilinin itirazları ile ilgili temyiz incelemesinde bulunulmasına karar verilmekle;
Maddi tazminatın, davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin net asgari ücret üzerinden hesaplanan ‘’7.135,18’’ TL yerine, hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak ‘’6.537,87’’ TL olarak tayin edilmesi suretiyle, davacı aleyhine eksik maddi tazminata hükmolunması, nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacı için belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması ve kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine, yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 3.000 TL yerine 2.500 TL maktu vekalet ücreti takdir edilmesi, temyiz eden tarafın sıfatı dikkate alınarak, bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Dosya içeriğine göre; tazminat davasının dayanağı olan Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/11/2014 tarih, 2014/146-2014/323 sayılı ceza dava dosyasında davacının, örgüte üye olmamakla birlikte örgüte yardım etmek, kamu görevlisine görevi yaptırmamak için direnmek ve örgüt propagandası yapmak suçlarından tutuklandığı ve hakkında anılan suçlardan cezalandırılması istemiyle dava açıldığı, yapılan yargılama sonunda silahlı terör örgütüne yardım etmek ve kamu görevlisine görevi yaptırmamak için direnmek suçlarından beraatine, terör örgütü propagandası yapmak suçundan ise 6352 sayılı Kanunun geçici 1/1-b. maddesi gereğince kovuşturmanın ertelenmesi kararı verildiği, 6352 sayılı Kanunun geçici 1/1-b. maddesine göre hakkında kovuşturmanın ertelenmesi kararı verilen kişinin, erteleme kararının verildiği tarihten itibaren üç yıl içinde aynı maddenin birinci fıkra kapsamına giren yeni bir suç işlememesi hâlinde düşme kararı verileceği, işlenmesi hâlinde ise bu suçtan dolayı kesinleşmiş hükümle cezaya mahkûm olunduğu takdirde, ertelenen kovuşturmaya devam olunacağı dikkate alındığında, davacının örgüt propagandası yapmak suçundan hakkında verilen kovuşturmanın ertelenmesine dair karar için öngörülen 3 yıllık sürenin inceleme tarihi itibariyle dolmuş olduğu hususu dikkate alınarak, davacının tutuklu kaldığı terör örgütü propagandası yapma suçu ile ilgili ceza dava dosyasının akıbetinin ve davacı (sanık) hakkında verilip kesinleşen bir mahkumiyet veya düşme kararı bulunup bulunmadığının araştırılarak, sonucuna göre davacının hukuki durumunun tayin ve tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Dairemizce benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12.05.2015 tarih, 2013/531 Esas - 2015/157 sayılı kararında da belirtildiği üzere 5271 sayılı CMK"nın "Tazminat isteyemeyecek kişiler" başlıklı 144/1-e. maddesinde ""Adlî makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını bildirerek gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlar"" hükmüne yer verilmiş, madde gerekçesinde "Adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suçu işlediğini veya suça katıldığını ifade ederek gözaltı veya tutuklamaya neden olmuş ise tazminat istemeye hak kazanmayacaktır." açıklamasında bulunulmuştur. Buna göre, bir suç isnadıyla hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan kişi adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını beyan ederek şahsi kusuru ile gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olmuşsa artık bu kişi tazminat talebinde bulunamayacaktır. Bu kapsamda dava konusu somut olay açısından tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyası celp edilerek davacının (sanığın) tüm aşamalardaki beyanları incelenip Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde aslı ya da onaylı örnekleri de dosya içine alınarak davacının tazminat talep etme hakkının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 25/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.