Esas No: 2015/9292
Karar No: 2016/2035
Yağma - Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma - 6136 sayılı Yasaya muhalefet - izinsiz tehlikeli madde bulundurma - Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2015/9292 Esas 2016/2035 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma, Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, 6136 sayılı Yasaya muhalefet, izinsiz tehlikeli madde bulundurma
Yerel Mahkemece verilen hüküm sanıklar ... ..., ... ... ve ... ... savunmanları tarafından duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre tayin edilen günde yapılan duruşma sonunda dosya okunarak gereği görüşülüp düşünüldü;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar ... ... ve ... ..."un katılan ... ..."e yönelik kişi hürriyetinden yoksun kılma, sanıklar ... ... ve ... ..."ın katılan ... ..."e yönelik yağma, izinsiz tehlikeli madde bulundurma, 6136 sayılı Kanun"a muhalefet suçlarının sübutu kabul, oluş ve kovuşturma sonuçlarına uyan şekilde, 6136 sayılı Kanun"a muhalefet, izinsiz tehlikeli madde bulundurma, kişi hürriyetinden yoksun kılma suçunun niteliği tayin ve cezayı azaltıcı ve takdire ilişkin değerlendirme, savunma inandırıcı gerekçelerle red edilmiş, incelenen dosya üzerinden verilen hükümlerde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık ... ... savunmanının duruşmalı incelemede ve temyiz dilekçesinde sanık ... ... ve ... ..."nın katılan ... ..."e yönelik yağma suçunun sübut bulmadığı, katılan ... ... vekilinin 6136 sayılı Yasa"ya muhalefet suçundan verilen beraat kararına yönelik itirazları yerinde görülmediğinden ve katılan vekilinin bu suç yönünden hükmü temyiz etmesi mümkün olmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
I- a) Sanıklar ... ... ve ... ... hakkında katılan ... ..."e yönelik kişi hürriyetinden yoksun kılma; sanıklar ... ... ve ... ... hakkında katılan ... ..."e yönelik yağma; sanık ... ... hakkında izinsiz tehlikeli madde bulundurma; sanık ... ... hakkında 6136 sayılı Yasa"ya muhalefet suçları yönünden hükmolunan cezaların süresine göre sanıklar savunmanlarının duruşmalı inceleme isteminin, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollaması ile 1412 sayılı CMUK"nın 318. maddesi gereğince,
b) Sanık ... ... hakkında 6136 sayılı Yasa"ya muhalefet suçundan kurulan beraat hükmünü katılan vekilinin temyiz hakkı olmadığından, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollaması ile 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi gereğince,
Yukarıda 1/a-b bentlerinde açıklanan nedenlerle sanıklar savunmanlarının ve katılan vekilinin vaki taleplerinin REDDİNE,
II- Sanık ... ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; katılan ... ... vekili ve o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
III- Sanıklar ... ... ve ... ... hakkında, katılan ... ..."e yönelik kişi hürriyetinden yoksun kılma; sanık ... ... hakkında, izinsiz tehlikeli madde bulundurma; sanık ... ... hakkında, 6136 sayılı Yasa"ya muhalefet suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Sanıkların, hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar TCK"nın 53/1-a-b-c-d-e maddesinde yazılı hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; ancak,TCK"nın 53/3. maddesi uyarınca koşullu salıverildikleri takdirde, kendi altsoyları üzerinde TCK"nın 53/1-c bendinde sayılan hakları kullanmaktan yoksunluğunun sona erdirilmesine karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK"nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması,
2- Yargılama giderlerinin her bir sanığın sebep olduğu tutar kadar ayrı ayrı yükletilmesi gerektiği gözetilmeden, “eşit” olarak alınmasına karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 326/2. maddesine aykırı davranılması,
3- Katılan kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden, lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ... ve ... ... savunmanları ile katılan ... ... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle kısmen istem gibi BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’nın 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından 5237 sayılı Yasa"nın 53. maddesinin uygulanmasına ve yargılama giderine ilişkin bölümler çıkartılarak yerlerine, "Sanıkların kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına, aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1.maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamalarına", “sebep oldukları tutar kadar ayrı ayrı” ve “kendisini vekille temsil ettiren katılan ... ... lehine, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 3000.-TL vekalet ücretine hükmedilmesine” cümlesi yazılmak suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
IV- Sanıklar ... ..., ... ... ve ... ... hakkında, katılan ... ..."e yönelik yağma suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Suç ceza müeyyidesi ile yasaklanan bir haksız fiildir. Ceza hukukunda, hukuka aykırılık, özellik, unsurlar, tiplik ve ceza müeyyidesidir.
İhlal olunan normun amacı asıldır.
Suç tipik bir hukuka aykırılıktır. Fiilin suç teşkil edip etmediği biçimsel kaynaklara bakılmakla saptanmakla beraber faili cezalandırmak için maddi gerçeğin gerçekleşip gerçekleşmediğine bakmak gerekir. Suç maddi ve manevi unsurları ile bir bütündür.
Kast kişinin belli bir amaca doğru davranışlarını yönlendirebilmektir. Özel kast manevi unsurdan bağımsız ele alınıp değerlendirilemez.
Kanunda yer alan bir kısım suçlar kanuni tanımında tek bir fiile yer verirken, bazılarında tek fiil değil birden çok fiilden söz edilebilmektedir.
Yağma, hırsızlık suçunun cebir, tehdit ve/veya şiddetle işlenen hali olup; 5237 sayılı TCK"nın 148. maddesinde suçun basit hali, aynı Kanun"un 149. maddesinde nitelikli hallerine yer verilmiştir.
Şantaj suçu ise 5237 sayılı TCK"nın 107. maddesinde düzenlenmiştir.
Şantaj zaman zaman yağma ve diğer suçlar ile karıştırılır.
Şantaj tehditin özel görünümlü halidir. Yani mağdura belli hususu açıklayacağını, bunu istemiyorsa para veya çıkar teminini bildirir. Yağma suçunda, bir açıklama tehditi yoktur.
Yargılanacak her uyuşmazlıkta; şüphelilik, uyuşmazlığın somut olması ve uyuşmazlığın çözümü şeklinde özellikler vardır. O halde önce olay öğrenilmelidir. Yani sübut konusunda bir hükme varılır. Sübut (ispat) meselesi maddi mesele olup, bu konu geçmişteki olayı zihnimizde yeniden yaratmaktır. Yani nasıl meydana geldiğini bilmektir. Olay belirlendikten sonra olaya uygulanacak hukuki norm ve bunun olayın tipine uygun olup olmadığı konusunda sonuç çıkarılır.
Hakim bugüne dayanarak dünü öğrenir.
Dün hakkındaki şüphesini deliller sayesinde yener. Şüphenin yenilmesi yerini belirliliğe terk eder.
Konuyu meydana getiren deliller tek tek değerlendirildiği kadar hep birlikte değerlendirilmesi de mümkündür. Deliller bütünlük taşıyor, bir bütünün birbiri ile uyuşan ve birbirini tamamlayan parçaları ise bu hakiki delildir.
Hakim geçmişte olduğunu ve nasıl olduğunu bilmeye mecburdur. Elindeki imkan, bu gündür. Bu günden maksat da, varlığını duygularımızla öğrendiğimiz şeylerdir. İşte “ delil” budur.
CMK"nın 217/2. maddesi gereğince, sanığa yüklenen suçun hukuka uygun olarak elde edilmiş her türlü delille ispatı mümkündür. Bütün ispat araçları delildir. Ceza muhakemesinin asıl amacı maddi gerçeği ortaya çıkarmaktır. Maddi gerçeğe ulaştıracak araçtır delil.
Deliler, sanık açıklamaları, tanık açıklamaları, sanık ve tanıktan başka kişilerin açıklamaları, kolluk, savcılık ve hakim tutanakları, özel yazılı açıklamalar, görüntü ve/veya ses kaydeden araçlarla açıklama ve belirtilen şekilde ayrıma tabii tutulabilinir.
Ceza Muhakemesi hukukunda “delil serbestliği” ilkesi benimsenmiştir.
Ancak;
Delillerin hukuka uygun usulle toplanması zorunludur.
5271 sayılı CMK"da düzenlenen özel koruma tedbirlerinden iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması 135. maddenin 1. fıkrasında “ başka surette delil elde edilmesi imkanının bulunmaması”, gizli soruşturmacı görevlendirilmesi 139. ve teknik araçla izleme ise 40. maddelerde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler ile soruşturma ve kovuşturma evreleri ve kapsadıkları suçlar yönünden aralarında öncelik- sonralık ilişkisi olduğu, bu bağlamda CMK 135. maddenin diğer iki maddeye nazaran öncelik aldığı, sonuç alınmaması halinde aynı Kanun"un 140. ve ancak örgütün mevcudiyeti halinde ise 139. maddeye başvurulabilecektir. Yani her üç koruma tedbirine aynı anda ve birlikte karar verilemeyeceği ve 21.02.2014 tarihinden sonra işlenen yağma, nitelikli hırsızlık suçları katolog suç kapsamına alınmıştır. Bu suçlar içinde CMK"nın 135, 139, 140. maddelerindeki işlemler yürütülürken aynı Kanun"un 160, 161 ve 164. maddelerindeki düzenlemelerde önemsenerek öne alınmalıdır.
Tüm bu düzenlemelere bakılınca, asıl olan eldeki bazı verilerin yasak yöntemlerle elde olunmamış olmasıdır. Onun içinde bir suç ile ilgili eldeki bazı verilerin yasak delil olup olmadığının öncelikle belirlenmesi gerekir.
Hal böyle olunca; hangi yetkili makam ve/veya mahkemeden hangi tarihte kim veya kimler hangi suç işlendiği şüphesi, varlığı veya soruşturma, kovuşturma konusu suç yönünden ne kadar süreyle hangi çerçeve, alanda iletişimin tesbit, dinlenmesi ve kayda alınması, izleme takip kararının alındığı duraksamasız saptanması zorunludur.
Yukarıda açıklanan yasal normlar çerçevesinde,
Somut olaya gelince;
Sanıklar ... ... ve ... ... hakkında 15.08.2014 tarihinde ilinde iş adamı ... ..."ndan zorla 1 milyon TL para almak maksadı ile telefon açıp üzerinde "Battal" yazılı mermi gönderme olayı ile ilgili yapılan soruşturma kapsamında, kargoyu gönderen şahsın sanık ... ..., not kağıdındaki parmak izinin sanık ... ..."na ait olduğunun tespiti üzerine, her iki sanığın Ağır Ceza Mahkemesi"nden alınan karar gereği teknik takibe alındığı, yapılan teknik takip sırasında sanıklar ... ... ve ilçesinde polis memuru olarak görev yapan sanık ... ..."nun arkadaş oldukları, sanık ... ..."ın da sanık ... ..."un akrabası olduğu ve bir süre önce katılan ... ..."ün reklam işlerini yaptığı, bu nedenle katılanın mali durumunu bildiği, önce sanık ... ..."nun facebookta “... ...” adına hesap açtırdığı, profiline bayan resmi koyduğu, katılana ileti gönderdiği, kendisini bayan olarak tanıtıp görüşmek istediğini söylediği, katılanla görüşmek için numaralı bir hat alan sanık ..."in katılan ile bu şekilde bir süre mesajlaştıkları, sanıklar ... ve ..."in katılan ile telefonla görüştürmek için bir bayan ayarlamasını sanık ... ..."dan istedikleri, sanık ..."ın bu konuyu kız arkadaşı ... ..."ya söylediği, ... ..."in ise telefonla görüşme yapmayı kabul ettiği, ... ..."nın katılanı diğer sanıkların istemi üzerine 02.05.2015 günü akşamı iş çıkışı buluştuklarında numaralı telefon ile aradığı, mesaj gönderdiği, sanık ..."in mesaja cevap yazdığı, o sırada katılanın nolu telefonu aradığı, sanık ..."in telefonu, ... ..."ya uzattığı ve konuşmasını istediği, buluşma konusunda konuştukları, 03.05.2015 günü ... ..."nın katılan ... ..."ü saat 21:25 sularında yine diğer sanıkların isteği üzerine aradığı ve onların bildirmiş oldukları adresi buluşma yeri olarak bildirdiği, bu aşamadan sonra ... ... ile irtibatlarının kesildiği,
Ancak;
Katılanın aynı gün saat 21:45 sıralarında plakalı aracıyla bildirilen adrese geldiği, katılanın geldiğini gören sanıklar ... ... ve ... ..."nun plaka takılı gerçekte plakalı olan oto ile katılanın aracının yanında durdukları, ona burada ne yaptığını sordukları, katılanın bir arkadaşını beklediğini söylemesi üzerine, aracı ile ilgili bir ihbar olduğunu, kendilerininde polis olduğunu söyledikleri, sanık ..."in üzerinde polis yeleği bulunduğu, sanık ..."in ise katılan tarafından kimlik gösterilmesinin istenmesi üzerine polis kimliğini gösterdiği, isterse katılana kendi araçlarında bekleyebileceğini söyledikleri, bunun üzerine katılanın aracın arka koltuğuna bindiği, sanık ..."in katılanın yanına oturduğu, şoför koltuğuna ise sanık ..."in oturduğu, sanık ..."in beylik silahını çekerek ve ağzına mermi vererek “sesini çıkarma, kafana sıkarım.” diye söylediği, sanık ..."in aracı çalıştırarak hareket ettirdiği, katılanın bu sanıkların polis olmadıklarını anlaması üzerine araçtan inmek istediği, ancak ..."in aracı daha hızlı sürdüğü, yaklaşık 100 metre araç içinde gittikten sonra katılanın aracın sol kapısını açarak kendisini araçtan attığı, yaklaşık 50 metre kadar yerde süründüğü, sonra o civardaki sitesine doğru kaçarak yardım istemesi şeklinde gelişen olayda;
Katılanın 04.05.2015 tarihli kolluk ifadesinde; “... ... adı altında bir kişi facebook adresinden beni arkadaş olarak ekledi. Bana devamlı mesaj attı. En son 02.05.2015 günü beni arayıp buluşmak istediğini söyledi. 03.05.2015 günü 21:45 sularında buluşma yerine gittim. Yanıma iki erkek şahıs geldi. İçlerinden birinin üzerinde polis yeleği ve elinde telsiz vardı. Aracımla ilgili ihbar olduğunu ve kendi araçlarında bekleyebileceğimi söylediler. Araca bindim. İsmini sonradan ... olarak öğrendiğim kişi yanıma oturur oturmaz silahını çekti. Sesini çıkarma, kafana sıkarım, dedi. Ben inmek istedim, ancak araç daha da hızlandı. Sonra kendimi araçtan atarak kurtuldum.” dediği,
Yargılama sırasında 22.06.2015 tarihli celsede ise, olayı anlatıp, kolluk ifadesinde hiç bahsetmediği halde, “ Sanık ... araçta bana silah çekip, kes sesini, ya paranı alacağız, ya da canını, o ........ çocuğu dedi.” şeklinde beyanda bulunduğu,
Mahkeme tarafından, katılanın beyanları arasındaki çelişkinin giderilmediği,
Sanıkların hiçbir aşamada üzerlerine atılı suçu kabul etmedikleri,
Sanık ... ..."un müdafii huzurunda verdiği 06.05.2015 tarihli kolluk ifadesinde, “... bana birkaç işadamı ismi sordu. Bunlardan biri de ... ..."tü. Çok zengin biri olduğunu söyledim. Sonrasında ..."in ... ... adı altında bir profil oluşturduğunu, katılan ile görüştüğünü biliyorum. Bir gün ... katılan ile telefonda konuşmak için bir bayan ayarlamamı söyledi. Ben de bu hususu akrabam olan ... ..."a sordum. Kız arkadaşı ... ...."i ayarladı. Birgün ..., kız arkadaşı ... ..., ben ve ... otoparkında buluştuk. Bayan katılan ile telefonla bir süre görüşüp hal hatır sorduktan sonra yanımızdan ayrıldı. ... ilk defa orada, bize katılanın mesajlarını eşine gösterip para isteyeceğimizi söyledi.” şeklinde beyanda bulunduğu,
Yargılama aşamasında 22.06.2015 tarihli celsede ise, bu beyanını kabul etmediği,
Dosyadaki oluş, iddia ve savunmalar dikkate alındığında dosyada mevcut olan tapelerin ve teknik takip işlemlerinin ne yol ve yöntemle elde edildiği, bunların yasak delil olup olmadığı konusunun duraksamasız tespit edilmesi gerekir.
Hal böyle olunca;
Teknik takip, iletişim tespit ve her türlü iletişim tesbitine esas olan yasal mercilerden alınmış karar veya bu şekildeki belgeler ile ekindeki tüm dökümanların getirtilip incelenerek, katılanın aşamalardaki beyanları ile sanık ... ..."un 06.05.2015 tarihli müdafii huzurunda verdiği ifadesinde geçen “..., ... ... adı altında bir bayan profili oluşturdu. Bu şekilde katılan ile mesajlaştı. Bana katılan ile konuşmak için bayan ayarlamamı söyledi. ... kız arkadaşını katılan ile telefonla görüşmek için ayarladı. ... ilk defa, niyetinin mesajları katılanın eşine gösterip para istemek olduğunu söyledi.” şeklindeki beyanları da tüm delillerle birlikte bütün olarak değerlendirilip, iddia ve savunmanın birbirine göre üstün kılan nedenleri irdelenip, sonucuna göre sanıkların eylemlerinin şantaj suçunu oluşturup oluşturmadığının takdiri gerekirken, bazı delillerin yasak delil olup olmadığı saptanmadan ve hangi nedenlerle katılanın aşamalarda değişen beyanlarına üstünlük tanındığı da açıklanıp tartışılmadan, yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ..., ... ... ve ... ... savunmanlarının temyiz itirazı ile sanık ... ..."nun katılan ... ..."e yönelik duruşmalı incelenen yağma suçu yönünden de avukatların duruşmada ileri sürdükleri savunmalar bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, ilişkin oybirliğiyle alınan karar 16.03.2016 günü Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ... ... ...’nın katıldığı oturumda, sanık ... ... savunmanının yokluklarında açıkça ve yöntemince okunup anlatıldı.