3. Ceza Dairesi Esas No: 2019/19272 Karar No: 2020/2662 Karar Tarihi: 11.02.2020
Kasten Yaralama - Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/19272 Esas 2020/2662 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi, kasten yaralama suçu sebebiyle verilen mahkumiyet hükmüne dair temyiz talebini incelemiş ve adli para cezasının kesin nitelikte olduğunu belirtmiştir. Ancak, sanığın mağdura yönelik suçlamaları nedeniyle hükümlü olduğu cezanın alt sınırının 5 yıl hapis cezası olması sebebiyle, sanığın savunma hakkının kısıtlandığı ve bu durumun Anayasa ve CMK’ya aykırı olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, sanığın cezasında yapılan artışa dair hüküm de eksiklikler içerdiğinden, karar bozulmuştur. Gerekli kanun maddeleri ise 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’a eklenen geçici 2. madde, 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleridir.
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; 1) Sanığın mağdurlar ... ve ..."ya yönelik kasten yaralama suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde; Hükmolunan adli para cezasının tür ve miktarı, 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun"a eklenen geçici 2. maddesi uyarınca hükmün kesin nitelikte bulunduğundan sanık müdafiinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE, 2) Sanığın mağdur ..."a yönelik kasten yaralama suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde; Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak; a) Sanığın üzerine atılı 5237 sayılı TCK"nin 86/1, 86/3-e ve 87/1-c-son maddelerinde öngörülen cezanın alt sınırının 5 yıl hapis cezası olması nedeniyle, sanığın duruşmada hazır bulundurulması, bunun mümkün olmaması durumunda ise SEGBİS sistemi aracılığıyla savunmasının ve ek savunmasının alınması gerektiği gözetilmeden, sanığa ek savunma hakkının istinabe yoluyla aldırılması suretiyle 5271 sayılı CMK"nin 196/2. maddesine aykırı davranılması, b)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.04.2017 gün, 2015/1167 Esas ve 2017/247 sayılı Kararında belirtildiği üzere, sanığa ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK"nin 87/1-son maddesinin uygulanması suretiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (Pelissier ve Sassi/Fransa, No: 25444/94, P. 67, Sadak ve diğerleri/Türkiye No: 29900/96, 29901/96, 29902/96, 29903/96, 17.07.2001) kararlarında belirtildiği üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Adil yargılanma hakkı” başlıklı 6. maddesine, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesine ve CMK’nin 226. maddesine muhalefet edilerek sanığın savunma hakkının kısıtlanması, c) Sanığa 5237 sayılı TCK"nin 86/1 ve 86/3-e maddeleri gereğince verilen “1 yıl 6 ay hapis cezası”nın 5237 sayılı TCK’nin 87/1-c bendi gereğince bir kat artırımı sırasında “2 yıl 12 ay hapis cezası” ile cezalandırılması yerine “3 yıl hapis cezası” ile cezalandırılmasına karar verilmesi, d) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53/1. fıkrasındaki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, CMUK"un 326/son uyarınca sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına, 11.02.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.