8. Hukuk Dairesi 2018/9141 E. , 2021/884 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Ecrimisil
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.02.2017 tarihli ve 2014/491 Esas, 2017/136 Karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince tarafların istinaf talebi kabul edilmiş ve davanın kısmen kabulüne (elatmanın önlenmesinin kabulü ve ecrimisil talebinin reddine) şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez taraf vekillerinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili, davacılardan ...’nin dava konusu taşınmazları ekmesi için 2011-2012-2013 yıllarında davalıya izin verdiğini ancak 2014 yılı Mayıs ayından itibaren muvafakatını sonlandırdığını ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve 2014 yılı Mayıs ayından itibaren şimdilik 8.000 TL ecrimisilin yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, karara karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 16.Hukuk Dairesince tarafların istinaf talebi kabul edilmiş ve davanın kısmen kabulüne (elatmanın önlenmesinin kabulü ve ecrimisil talebinin reddine) karar verilmiş; hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.
1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek davada karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davacılar vekilinin ecrimisil hususundaki temyiz itirazlarına gelince; dosya içeriği ve toplanan delillerden dava konusu, tarla nitelikli taşınmazlardan bir kısmına davacıların tek başına malik oldukları, bir kısmına davalı ile birlikte, bir kısmına ise dava dışı kişilerle paydaş oldukları, mahkemece feragat edilen 20 parsel sayılı taşınmaz dışındaki taşınmazlarla ilgili olarak elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne, yine ecrimisil talebinin de kabulüne karar verildiği; Bölge Adliye Mahkemesince kayda üstünlük tanınarak elatmanın önlenmesi talebinin kabulünün doğru olduğu ancak ziraat mühendisi bilirkişi tarafından 2014 yılı Ekim ayı içinde buğday ekimi yapıldığı, hasadın 2015 yılı Haziran-Temmuz ayı içinde yapılacağının belirtildiği, ecrimisil taleplerinin dava tarihinden önceki döneme ilişkin olup dava tarihi olan 11.04.2014 tarihi itibariyle davacının talebi ve hasat tarihi de gözetilerek ecrimisil koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle ecrimisil talebinin reddine karar verildiği sabittir.
Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere, ecrimisil; (diğer bir deyişle işgal tazminatı) hak sahibinin kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında “...fuzuli işgalin kiraya benzetilemeyeceği, haksız bir eylem sayılması gerektiği....bir zarar meydana gelirse bunun tazmin ettirileceği,...Medeni Kanunun (eski) 908.maddesi anlamında zilyedin faydalanmasından doğan bir istem olduğu...” vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri, en çoğu ise tam gelir yoksunluğu karşılığı zarardır.
Davalının ecrimisil talep edilen dönemlerde dava konusu taşınmazları kullandığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bir kimsenin başkasına ait olduğunu bildiği taşınmazı; hukuki bir dayanağı olmadan kendi malı gibi kullanması ve dolayısıyla ekonomik yarar sağlamasının bir karşılığı olmalıdır.
Bir nesneye (taşınmaza) haksız olarak kötüniyetle, kendi çıkarına zilyet olan kimse, onu hak sahibine geri vermekle yükümlüdür.
Bundan ayrı olarak, kendi çıkarına haksız olarak başkasının hukuk alanına girip, işine karışıp kazanç elde eden kimse (davalı), hak sahibinin (davacının) tazminat davasındaki gibi zararı ya da nedensiz zenginleşmedeki gibi yoksullaşması aranmaksızın - Bu “ haksız karışma kazancı”nı geri vermesi gerekmektedir (..., :Mukayeseli Hukuk ve Hususiyle...-Türk Hukuku bakımından Vekaletsiz İşgörme, İst.1957, sh, 56 vd; 60/61, 64/66 da anılan yazarlar. ......Ayrıca bkz....: haksız Zilyedlikte iade; Doktora Tezi-, İst.2003, sh.249 ).
Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK"nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Bu nedenle, özellikle tarım arazilerin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
Somut olayda, davalının, taşınmazı bizzat kullanmasının objektif değerini ödemeye mahkûm edilmesi gerekmektedir . O kadar ki, haksız olarak kullanılan taşınmazın ekonomik tahsis amacı itibariyle gelir elde etmeye örgütlenmemiş olması dahi sonuca etkili görülmemelidir. Öyleyse, dava konusu davalının elinde tuttuğu taşınmazların; elde tutulan dönem itibariyle getireceği gelirin bilirkişi eliyle yukarıdaki ilke ve esaslar doğrultusunda belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerekirken, talebin niteliği dikkate alınmaksızın ecrimisil talebinin reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
SONUÇ : YukarıdaYukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin ecrimisile yönelen temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK"nin 371. maddesi uyarınca bu sebepten dolayı BOZULMASINA, HMK"nin 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 2.345,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 7.027,43 TL"nin temyiz eden davalılardan alınmasına, 04.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.