16. Hukuk Dairesi 2016/10733 E. , 2018/2320 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :... MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 217 ada 5 parsel sayılı 4.923,83 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ... tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca ... sınırları dışına çıkarıldığı, taşınmazın ... oğlu 1976 doğumlu ...’in 2000 yılından beri kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla ... adına tespit edilmiştir. Yine aynı çalışma alanında bulunan 217 ada 1 parsel (eski 542 parsel) sayılı 4.463,56 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise ... tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca ... sınırları dışına çıkarıldığı, taşınmazın Kirişçiler Köyü Tüzel Kişiliğinin kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak kuyu ve arsası vasfıyla ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ..., ... ve ..., miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak, 217 ada 5 parsel sayılı taşınmazın murisleri ... mirasçılarının zilyetliğinde bulunduğuna ilişkin şerh verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahallinde yapılan keşif sırasında, yargılama sırasında vefat eden davacılardan ... mirasçılarından ...’in yer göstermesi üzerine, 217 ada 1 parsel sayılı taşınmazın da dava konusu olduğu kabul edilerek, tutanağı davalı hale getirilmiştir. Yargılama sırasında dahili davalı ..., taşınmazlarda fiili bir kullanım bulunmadığı iddiasına dayanarak kullanıcı şerhlerinin iptali istemiyle 08.03.2016 gününde davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda 217 ada 1 parsel sayılı taşınmaza yönelik dava yönünden Mahkemenin görevsizliğine, bu taşınmazla ilgili kararın kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkemeye başvurulması halinde dosyanın görevli ... Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, 217 ada 5 parsel sayılı taşınmazın (A) bölümü yönünden ise ispatlanamayan davanın reddine, taşınmazın tespit gibi tesciline, müdahil Hazinenin davasının 6292 sayılı Kanun’un 9/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ile müdahil ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ..., ... müşterek dava dilekçeleri ile miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak ve 217 ada 5 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak, oluşacak tapu kütüğüne müşterek murisleri olan (babaları) ... mirasçılarının zilyetliğinde bulunduğuna ilişkin şerh verilmesi istemiyle dava açmışlardır. Yargılama sırasında davacılardan ...’in vefat etmesi üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir. Mahallinde yapılan keşfe, davacılar ... ve ... vekili mazereti sebebiyle katılamamış, davacı ... mirasçılarından ...’in katılımıyla yapılan keşifte, ...’den dava konusu taşınmazı göstermesi istenmiş, ...’in yer göstermesi ile yapılan keşif sonucunda düzenlenen teknik bilirkişi raporunda, dava konusu olarak gösterilen yerin 217 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tamamı ile 217 ada 5 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 1.047,00 metrekarelik bölümü olduğu belirlenmiştir. Keşif sonrası davacılar ... ve ... vekili 12/02/2016 günlü dilekçesiyle, dava dilekçesinde açıkça dava ettikleri taşınmazın 217 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tamamı olduğunu belirttiklerini, ancak ...’in yer göstermesi üzerine, teknik bilirkişi ve ziraat bilirkişisinin raporlarında 217 ada 5 parsel sayılı taşınmazın yalnızca (A) bölümüne yönelik değerlendirmede bulunduğunu, 217 ada 1 parsel sayılı taşınmazın dava konusu olmadığını belirterek, mahallinde yeniden keşif yapılması talebinde bulunmuş, Mahkemece davacılar vekilinin talebi, yeniden keşif yapılmasının sonuca etkili olmayacağı belirtilerek reddedilmiş ve dava konusu taşınmazın 217 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tamamı ile 217 ada 5 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 1.047,00 metrekarelik bölümü olduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Ne var ki, dava konusunun hangi taşınmaz veya taşınmazlar olduğu kesin olarak belirlenmemiştir. Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için; mahallinde tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, tüm davacılar, taraf vekilleri, teknik bilirkişi ve ziraat mühendisi bilirkişi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte öncelikle, tüm davacılardan ve vekillerinden dava konusu taşınmazı birlikte göstermeleri istenmeli, davanın konusu kesin olarak belirlendikten sonra, yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın öncesinin ne olduğu, ne zamandan beri, hangi hukuksal nedene dayalı olarak kim tarafından, ne kadar süredir kullanıldığı hususunda olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; beyanlar arasında çelişki olması halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli; teknik bilirkişiye keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli rapor düzenlettirilmeli; ziraat bilirkişisinden tespit tarihi ve tespit tarihinden önceki tarihte taşınmazın hangi nitelikte olduğunu belirtir, taşınmazın her yönden çekilmiş fotoğraflarının da yer aldığı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; yerel bilirkişi ve tanıkların beyanları, bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 02.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.