Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için  Tetkik Hakimi  tarafından  düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından yapılan çeke dayalı kambiyo senedine özgü takibe borçlunun yasal süresinde borca ve fer"ilerine itiraz ederek mahkemeye başvurduğu, mahkemece itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İİK.nun 169/a-1. maddesi gereğince borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre sunulan ödeme belgesinin takip konusu borç sebebiyle verildiğinin kabul edilebilmesi için belgede takip dayanağı bonoya açıkça atıf yapılması zorunludur.
Somut olayda borçlunun ödeme itirazına dayanak yaptığı PTT havalelerinden 07.04.2010 ve 04/01/2007 tarihli belgenin gönderici notu kısmında 30.09.2010 vadeli 0056383 nolu çek için 400,00 TL ödeme yapıldığı ve takip alacaklısı adına havale edildiği, böylece takip dayanağı çeke açık bir atıfta bulunduğu; ödemeye dair delil olarak sunulan diğer PTT havale dekontlarında takip dayanağı çeke herhangi bir atıfta bulunulmadığı görülmektedir.
O halde, borçlu ödeme iddiasını 400,00 TL"lik miktarı için İİK"nun 169/a- 1. maddesi uyarınca takip dayanağı senede açıkça atıf yapan bir belgeyle kanıtladığı nazara alınarak, itirazın 400,00 TL"lik kısmı için kabul edilmesi, fazlaya ilişkin talep yönünden itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile itirazın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlunun  temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.