2863 sayılı Kanuna aykırılık - İmar kirliliğine neden olma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2018/8406 Esas 2019/2452 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/8406
Karar No: 2019/2452
Karar Tarihi: 21.02.2019

2863 sayılı Kanuna aykırılık - İmar kirliliğine neden olma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2018/8406 Esas 2019/2452 Karar Sayılı İlamı

Özet:

İmar kirliliğine neden olma suçundan açılan davada sanıkların beraatına karar verildiği, ancak bu kararın mağdur vekili tarafından temyiz edildiği belirtildi. Mahkeme kararında, suçtan zarar görme kavramının, Ceza Genel Kurulu ve Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarına göre suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali olarak anlaşıldığı ve dolaylı veya muhtemel zararların davaya katılma hakkı vermeyeceği kabul edildiği ifade edildi. Bu nedenle, imar kirliliğine neden olma suçundan açılan davada, katılan sıfatını alabilecek surette doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan mağdur vekilinin hükmü temyiz etme hakının bulunmadığı belirtildi. Diğer yandan, sanıklara isnat edilen suçun 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde yaptırıma bağlandığı ve zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu ifade edildi. Ancak, dosya içeriği ve kesen nedenlerin varlığına dair herhangi bir bulgunun olmadığı göz önünde bulundurularak, hüküm gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle bozuldu ve sanıklar hakkındaki kamu davası düştü. Kanun maddeleri olarak ise, İmar Kanunu'nun 2863 sayılı Kanununun 65. maddesi, Türk Ceza Kanunu'nun 66/1-e maddesi ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/9, 321
12. Ceza Dairesi         2018/8406 E.  ,  2019/2452 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık, İmar kirliliğine neden olma
    Hüküm : Beraat

    2863 sayılı Kanuna aykırılık ve imar kirliliğine neden olma suçlarından sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    1- İmar kirliliğine neden olma suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
    Mağdur kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan "suçtan zarar görme" kavramının, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; "suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali" olarak anlaşılıp uygulandığı, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceğinin kabul edildiği, bu hususun, Ceza Genel Kurulunun 11/04/2000 gün ve 65–69, 22/10/2002 gün ve 234–366, 04/07/2006 gün ve 127–180, 03/05/2011 gün ve 155–80, 21/02/2012 gün ve 279–55, 15/04/2014 gün ve 599-190, 28/03/2017 gün ve 214-206 sayılı kararlarında; “dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez” şeklinde açıkça ifade edildiği ve Ceza Genel Kurulunun 25/03/2003 gün ve 41–54 sayılı kararında da “tazminat ödenmesi, itibar zedelenmesi ve güven kaybı” gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılmanın olanaklı olmadığının kabul edilmesi karşısında; sanıklar hakkında imar kirliliğine neden olma suçundan açılan kamu davasında; katılan sıfatını alabilecek surette doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan, bu nedenle hükmü temyiz etme hakkı bulunmadığı anlaşılan katılan Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak REDDİNE,
    2- 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    Sanıklara isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylem, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde yaptırıma bağlanmış olup, anılan suç 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e maddesi uyarınca 8 yıllık zamanaşımına tabidir. Kesen nedenlerin varlığı halinde süre yeniden işlemekte ise de, zamanaşımını kesen en son işlem 09/06/2010 tarihli sorgular olup, anılan tarihten itibaren 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık zamanaşımı inceleme tarihinden önce gerçekleşmiş olmakla, dosya içeriği itibariyle de, 5271 sayılı CMK’nın 223/9. maddesindeki derhal beraat kararı verilmesini gerektirir şartlar bulunmadığından, hükmün gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince sanıklar hakkındaki kamu davasının isteme aykırı olarak DÜŞMESİNE, 21/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.