Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1271
Karar No: 2021/2484
Karar Tarihi: 21.04.2021

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2020/1271 Esas 2021/2484 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2020/1271 E.  ,  2021/2484 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen terekeye iade, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine, ...,Holding payları yönünden davanın kabulü ile bedele karar verilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince de davacının istinaf başvurusunun reddine, davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile davanın hak düşürücü süre yönünden ön şart yokluğundan usulden reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa mirasta iade ve tenkis istemine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan ..."un mal kaçırmak amacıyla kurucusu ve ortağı olduğu şirketlerde davalılar adına hisse senetleri aldığını, bedelini ödemek suretiyle Ulkar Holding"ten davalı ... adına 364 ada 19 parsel 24 nolu bağımsız bölümü satın aldığını, davalı ... adına da taşınmaz aldığını, onun da taşınmazı devrettiğini, davalılara karşılıksız kazandırmalar yaptığını yeni öğrendiğini ileri sürerek taşınmazların ve diğer kazandırmalarının terekeye iadesine ve tenkise karar verilmesini istemiş, 28/06/2012 tarihli ıslah dilekçesi ile mirasbırakan tarafından davalı ...’a devredilen 364 ada 19 parsel 24 nolu bağımsız bölümün, ..., Holding A.Ş. ve ..., Farma Tic. AŞ. şirket paylarının muris muvazaası nedeniyle iptali ile miras payı oranında adına tescile, olmazsa mirasta iade ve tenkise karar verilmesini istemiş, 09/07/2014 tarihli dilekçe ile yargılama sırasında dava konusu Sentez Farma Tic. A.Ş. paylarının dava dışı üçüncü kişiye devri nedeniyle HMK"nın 125/1-a maddesi uyarınca tazminat hakkını kullandığını beyan etmiştir.
Davalılar, mirasbırakan tarafından yapılan tenkise tabi bir tasarruf bulunmadığını, tenkis isteği süresinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
İlk Derece Mahkemesince, 364 ada 19 parsel 24 nolu bağımsız bölüm ve Sentez Farma Tic. A.Ş. payları yönünden mirasbırakan tarafından yapılan devir olmadığından davanın reddine, Ulkar Holding payları yönünden davanın kabulü ile bedele karar verilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince de davacının istinaf başvurusunun reddine, davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile davanın hak düşürücü süre yönünden ön şart yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan 1930 doğumlu ...."un 21.10.2003 tarihinde ölümü ile ilk eşi ....’den olma davacı ..., eşi ... ile müşterek çocukları davalılar ... ve ....’in mirasçı olarak kaldığı, dava konusu 364 ada 19 parsel 24 nolu bağımsız bölümün mirasbırakanın yetkilisi olduğu ..., Pazarlama A.Ş. şirketi adına kayıtlı iken 29.12.1994 tarihinde davalı ...’a satış suretiyle devredildiği, ..., Farma Tic. A.Ş şirketinde mirasbırakanın payının mirasçılarına intikal ettiği, davalı ...’ın diğer paylarının ise mirasbırakandan gelmediği ve yargılama sırasında amcası ... ...’a devredildiği, Ulkar Holding A.Ş şirketinde ise mirasbırakanın 09.09.1997 tarihinde ayrı ayrı 999.000.000ETL bedelli payları davalılara devrettiği, müteakip zamanlarda yapılan sermaye artışları ile davalıların her birinin payının 2.985.000.000.000ETL değerinde olduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; 364 ada 19 parsel 24 nolu bağımsız bölüm ve Sentez Farma Tic. A.Ş. payları yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik yoktur. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Öte yandan, 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, bizzat mirasbırakanın üzerinde tapuda kayıtlı olan taşınmazların miras bırakan ya da vekili (temsilcisi) tarafından aslında bağış olduğu halde satış biçiminde temlik edilmesi durumunda uygulama olanağı bulur.
İçtihadı birleştirme kararları kapsamları ile sınırlı gerekçeleri ile yol gösterici ve sonuçları ile bağlayıcı kararlar olduğundan tapuda yapılan temlikler dışındaki işlemler yönünden belirtilen içtihadı birleştirme kararı uygulanamaz. Ancak, böyle hâllerde genel muvazaa hükümlerinin uygulanması gerekir. Gerçekten, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 19. maddesi hükmünde genel muvazaa düzenlenmiş olup, “…..tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır” hükmü getirilmiştir. Mirasçı sözleşmenin tarafı olmadığından sözleşmenin muvazaalı olarak yapıldığı iddiası her türlü delille kanıtlanabilir. Özellikle, resmi sicillere bağlı tutulan malların muvazaalı devrinde TBK"nın 19. maddesinin uygulanabileceği ve muvazaa iddiasının araştırılacağı yasal ve yargısal uygulama gereğidir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.05.2009 günlü ve 1999/4-286 esas, 1999/293 karar sayılı kararında da aynı görüş benimsenmiştir.
Diğer taraftan; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde hükmün kapsamının hangi hususları içereceği düzenlenmiş olup, aynı maddenin (c) fıkrasında, ""Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerini"" içermesi gerektiği belirtilmiştir.
Aynı Yasanın 298/2. maddesinde ise, ""Gerekçeli karar, tefhim olunan hüküm sonucuna aykırı olamaz."" düzenlemesine yer verilmiş; anılan bu düzenleme uyarınca, duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçe arasında farklılık yaratılamayacağı kuralı kabul edilmiştir.
Bilindiği üzere de; mahkeme kararları, gerekçesi ve hüküm fıkrası ile bir bütün olup gerekçe ile hüküm sonucu arasında açık bir çelişkinin bulunmaması asıldır. Gerekçede gösterilen nedenlerle hüküm kısmının birbirine uymamasının çelişki yaratacağı ve kararların farklı ve çelişkili olmasının mahkemelere olan güven ilkesini zedeleyeceği kuşkusuzdur.
Somut olayda; şirkete ait hisse devri sözleşmesi ile temlik işleminin 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca muris muvazaasına konu olamayacağı açık olmakla birlikte ticaret sicillerine resmi olarak yazıldığından TBK"nun 19. maddesi uyarınca genel muvazaa kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinde kuşku olmadığı gibi şirket hissesi ile ilgili olarak hükümde sadece tenkis isteği yönünden hak düşürücü süre nedeniyle usulden ret kararı verilmesi de isabetsizdir.
Hal böyle olunca; Ulkar Holding A.Ş hisseleri yönünden yukarıda açıklanan ilke ve olguları kapsar biçimde TBK 19. madde hükmü gereğince bir araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Davacının değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371/1-a maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK’nin 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi