21. Hukuk Dairesi 2017/2071 E. , 2017/9474 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... İş Mahkemesi
KARAR
A)Davacı İstemi :
Davacı, 5510 sayılı Yasanın 4/b maddesi kapsamında kabul edilen yurt dışı borçlanmasının 01.09.1982 tarihinden itibaren 3688 gün ileriye doğru değerlendirilmesi gerektiğinin tespitine,aksine kurum işleminin iptaline,01.01.2015 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabı :
Kurum vekili; yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
Mahkemenin; kısmi borçlanma halinde, mülga 2829 sayılı kanunun 8.maddesi gereğince yaşlılık aylığına hak kazanma şartlarının sigortalının borçlandığı döneme göre farklılık arz etmesi nedeni ve Kurumun sigortalıyı hangi dönemi borçlanması gerektiği yönünde bilgilendirme yükümlülüğü bulunup, davalı Kurum bu yükümlülüğünü yerine getirmediğinden, borçlanılan sürenin ... rant sigortasına giriş tarihinden ileri doğru mal edilmesi gerektiği ve tahsis koşulları bu kapsamda irdelenerek tahsis talebini takip eden aybaşından itibaren aylık bağlanması gerektiği gerekçesine dayandığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, davacının davasının kabulüne,davacının bağ kur borçlanmasının 01.09.1982 tarihinden ileriye doğru 3688 gün olduğunun tespitine,aksi kurum işleminin iptaline,Davacının 01.01.2015 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmiştir
D) İstinaf Başvurusu :
Davalı Kurum vekili, 3201 sayılı Yasa uyarınca; borçlanma bedelinin ödendiği tarihten geriye doğru borçlanılan gün sayısı kadar geriye gidilmek suretiyle borçlanmanın mal edilmesi gereken sürenin tesbiti gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
.../...
E)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
Bölge Adliye Mahkemesince,davacının borçlanma talep dilekçesinde yurt dışında geçen tüm hizmetlerini borçlanmak istediğini bildirmesi nedeni ile kısmi borçlanma sonucu bedeli ödenen sürenin; yurdışında çalışmaların başladığı veya ev kadını olarak geçen sürenin başladığı tarihten itibaren ileriye doğru mal edilmesi halinde; sigortalıya sağlanacak aylık tutarını olumlu etkileyecek olması ve Kurumun bu lehine durum konusunda sigortalıyı bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması nedeniyle; borçlanılan dönemin sigortalı lehine belirlenmesine ve 26.12.2014 tarihli tahsis talep tarihi itibariyle 506 sayılı Yasa"nın geçici 81/B-d bendinde öngörülen 25 yıl sigortalılık süresi, 5150 prim gün sayısı ve 47 yaş koşulları mevcut olmakla; 01.01.2015 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğine ilişkin olarak mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
F)Temyiz :
Davalı vekili, kararın usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle temyiz yoluna başvurmuştur
G) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Davanın yasal dayanağını oluşturan 3201 Sayılı Yasa"nın 5. maddesinde;
“Yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz edeceği ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınır.
Sosyal güvenlik kanunlarına tabi hizmetleri olanların, borçlandıkları gün sayısı, prim ödeme gün sayıları ile ilgili hizmetlerine katılır. Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür.
Sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan istek sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülen tarihtir.” hükmü yer almaktadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 03.08.2012 tarihli dilekçe ile tarih aralığı belirtmeden yurt dışı sürelerini borçlanma talebinde bulunduğu, Kurum tarafından 5510 sayılı Yasanın 4/b maddesi kapsamında 01.09.1982-02.08.2012 tarihleri arası 10772 gün yurt dışı hizmet süresi karşılığı 108.043,16 TL borç tahakkuk cetveli düzenlenerek davacıya tebliğ edildiği,davacının 27.11.2012 tarihinde 3688 gün karşılığı 37.000 TL borçlanma bedelini ödediği,kısmi ödeme nedeniyle borçlanma tahakkuk cetvelinde belirtilen en son hizmet bitiş tarihi olan 02.08.2012 tarihinden 3688 gün geriye gidilerek 05.05.2002-02.08.2012 tarihleri arasındaki süreyi borçlandığının Kurum tarafından kabul edildiği anlaşılmaktadır.
Davacının..."de 5510 sayılı Yasanın 4/a maddesi kapsamında 29.03.2014-09.04.2014 tarihleri arası 12 gün çalıştıktan sonra 11.09.2014 tarihinde tekrar borçlanma talebinde bulunduğu ve bu defa 1571 gün karşılığı borçlanma bedelini 25.12.2014 tarihinde ödediği, ... kararı ile sigorta başlangıç tarihinin 01.09.1982 olduğunun tespitine ilişkin kararın 12.12.2014 günü kesinleştiği ,Sosyal Güvenlik Kurumu"nun 06.05.2015 tarihli yazısında 4b yurt dışı borçlanma sürelerinin borçlanma talep dilekçesinde herhangi bir tarih belirtmediğinden sondan geriye doğru değerlendirildiğinin bildirildiği, 21.04.2015 tarihli yazısında son 7 yıl içinde en fazla bağkur hizmeti olduğundan davacının tahsis talebinin reddine karar verildiği görülmektedir.
Davacının 5510 sayılı Yasanın 4a kapsamında yapılan 1571 gün yurt dışı borçlanmasının 01.01.1993-04.04.2002 tarihleri arasına ,5510 sayılı Yasanın 4/b kapsamında yapılan 3688 gün yurt dışı borçlanmasının 05.05.2002-02.08.2012 tarihleri arasına maledildiği bu nedenle 506 sayılı Yasaya göre aylık bağlanamadığı anlaşılmaktadır.
.../...
3201 sayılı Yasa"nın 5. maddesinin 1. fıkrasına göre Kurumca yapılan borçlanma tahakkuk işlemi yerinde olduğu gibi Kurumca düzenlenen borçlanma cetvelindeki süreye ait borçlanma bedelinin ihtirazi kayıt konulmadan ödenmesi karşısında davanın reddi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASI gerekmiştir.
H)Sonuç :
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 20.11.2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.
...