15. Hukuk Dairesi 2012/96 E. , 2012/4582 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Eser sözleşmesi ilişkilerinde ayıplı imalât halinde ve açık ayıplarda BK’nın 359/I. fıkrasında, iş sahibinin imâl olunan şeyin tesliminden sonra işlerin mutad cereyanına göre imkânını bulur bulmaz o şeyi muayeneye ve kusurları varsa bunları yükleniciye bildirmeye mecbur olduğu hükmü getirilmiştir. BK’nın 362/son maddesinde de eserdeki kusurun sonradan meydana çıkması durumunda, başka bir ifadeyle gizli ayıp halinde, iş sahibinin gizli ayıbı öğrenir öğrenmez keyfiyeti yükleniciye haber vermeye mecbur olduğu aksi takdirde eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı belirtilmiş, aynı maddenin ikinci fıkrasında da iş sahibi kanunen tanınan muayene ve ihbarı ihmâl ederse zımnen kabul etmiş sayılır şeklinde düzenleme yapılmıştır. Hükme esas alınan 10.06.2011 havale tarihli bilirkişiler kurulu raporu ve mahkemenin kabulüne göre, ayıbın BK’nın 362/son fıkrasında tanımlanan gizil ayıp niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Teslimle ilgili irsaliyeler ve davalı vekilinin cevap dilekçesinin 2. bendine göre sözleşme konusu kumaşlar çeşitli tarihlerde ve en son 31.03.2009 tarihi itibariyle teslim edilmiştir. Yine davalı vekilinin cevap dilekçesindeki beyanları ile dosya kapsamından da davalının sözkonusu kumaşları sattığı dava dışı şirketlerin 01.04.2009, 22.05.2009 ve 20.05.2009 tarihli iade faturalar ile 20.05.2009 tarihli e-mailden ayıptan haberdar olduğu ve öğrendiği anlaşılmaktadır. Davalının savunmasında belirttiği gibi ... Tekstil Teknolojileri ve Tasarım Fakültesi’ne 20.05.2009 tarihinde kumaşlarla ilgili üretim hatası bulunup bulunmadığı konusunda başvuruda bulunmuş ise de; davacı yükleniciye ayıp ihbarı 12.10.2009 tarihinde yapılmıştır. Ayıp ihbarının sözleşmede aksine hüküm bulunmadıkça kanunda belirtilen sürelerde yapılması zorunlu olup, başka bir kuruma yapılan başvuru iş sahibini yükleniciye ihbar yükümlülüğünden kurtarmaz. Gizli ayıbın öğrenildiği en son 26.05.2009 gününe göre, 12.10.2009 tarihinde yapılan ihbarın da çok geç yapıldığı ortadadır.
Bu durumda mahkemece; davalı iş sahibi gizli ayıbın ortaya çıkıp öğrenilmesinden itibaren ayıp ihbarında bulunmamakla, eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılacağından ayıp nedeniyle indirim yapılmaksızın, asıl alacağın tamamı üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu kısmen kabul kararı verilmesi doğru olmamıştır.
2-Davalının temyiz itirazlarına gelince; itirazın iptâli davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için İİK’nın 67/II. maddesine göre, borçlunun itirazında haksız ve alacağın likit olması gerekir. Ayıp ihbarının varlığı ile süresinde yapılıp yapılmadığı, yapılan yargılama sonucu belirlendiğinden alacağın likit ve borçlunun itirazında tamamen haksız olduğundan sözedilemez. Bu halde, koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı isteminin reddi yerine kabulü de usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
Belirtilen sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle tarafların temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün 1. bent uyarınca davacı, 2. bent gereğince davalı yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 20.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.