20. Hukuk Dairesi 2016/10649 E. , 2017/4088 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi aslî müdahil Orman Yönetimi ve davalılar ... ve ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2003 yılında yapılan kadastro sırasında .... köyü 101 ada 138 parsel sayılı 30886,62 m² yüzölçümündeki taşınmaz, Haziran 1953 tarih 1 numaralı tapu kaydına istinaden tarla niteliğiyle, 103 ada 3 parsel sayılı 2963,27 m² yüzölçümündeki taşınmaz, Ekim 1933 tarih 45 numaralı tapu kaydına istinaden tarla niteliğiyle, 103 ada 38 parsel sayılı 2321,27 m² yüzölçümündeki taşınmaz, Ekim 1933 tarih 46 numaralı tapu kaydına istinaden tarla niteliğiyle, davalılar murisi adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı Hazine, taşınmazların zilyetlikle mülk edinme şartlarının oluşmadığı ve orman olduğu, kayıt miktar fazlası bulunduğu iddiasıyla dava açmış, Orman Yönetimi taşınmazların orman olduğu iddiasıyla davaya müdahale talebinde bulunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile kadastro fen bilirkişisinin 16/04/2014 havale tarihli raporunda 101 ada 138 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile gösterilen 24453,62 m²"lik kısmı ile 103 ada 3 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile gösterilen 963,27 m²"lik kısmına ilişkin davalı adına yapılan kayıt ve tespitin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline, 103 ada 38 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm aslî müdahil Orman Yönetimi ve davalılar Bekir ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1966 yılında seri bazda yapılan orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre yapılıp kesinleşen evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ile aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
1) Aslî müdahil Orman Yönetiminin dava konusu 103 ada 3 ve 38 sayılı parsele, davalılar Bekir ve ... vekilinin dava konusu 103 ada 3 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz istemi yönünden;
Mahkemece yapılan araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki, mahkemece imar-ihya ve zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği usûlünce araştırılmamış, tespitten 20 yıl öncesini gösteren resmî belgeler incelenerek bu belgelere göre taşınmazların durumu belirlenmemiş, ormancı bilirkişi tarafından taşınmazların konumu hava fotoğrafları üzerinde gösterilmemiş, bu hali ile denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmuştur. Ayrıca zirai bilirkişi tarafından düzenlenen raporda çekişmeli taşınmazların niteliği ve eylemli durumu belirtilmemiş, bu hususta herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Yetersiz araştırma ve incelemeye, denetlenemeyen bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz.
O halde; orman tahdit sınırları dışında kalan dava konusu taşınmazların bulunduğu yeri kapsar arazi kadastrosu tespit tarihinden 15 - 20 yıl önce düzenlenmiş memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı dava konusu taşınmazlar ve etrafını gösterir ve o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3.3.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) eski ve tesbit tarihten 15 - 20 yıl önce düzenlenen memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskopik yöntemle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazların niteliği belirlenmeli, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, ilk keşif ile tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; taşınmazların öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlayıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, eylemli durumu, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmazlar başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmelidir.
3) Aslî müdahil Orman Yönetimi ve davalılar Bekir ve ... vekilinin 103 ada 138 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz istemi yönünden ise;
Mahkemece yapılan araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki, tahdit sınırları dışında ve evveliyatı itibariyle orman sayılmayan yerlerden olan dava konusu taşınmazın hükme esas ziraat ve orman bilirkişi raporlarında (a) ve (b) harfleri ile gösterilen bölümlerinin çayır niteliğinde, (c), (d) ve (e) harfleri ile gösterilen bölümlerinin ise tam kapalı 20-25 yaş arasında meşe ağaçlarından oluşan eylemli orman olduğu bildirilmiş, fen bilirkişi tarafından hükme esas alınan raporda ise dayanak tapunun kapsamı taşınmazın eylemli orman olan kısımlarını kısmen içine alacak şekilde belirlenmiştir. Eylemli orman olan taşınmaz bölümlerinin dayanak tapu kapsamında kaldığı kabul edilerek kişi adına tesciline karar verilemez. Mahkemece dayanak tapunun kapsamının belirlenmesi ve uygulaması bu haliyle yerinde değildir.
O halde; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak keşifte, davalının dayandığı tapu kaydı yöntemince zemine uygulanmalı, bilirkişi ve tanıklardan her bir sınır hakkında ayrıntılı ve inandırıcı bilgi alınmalı, uygulamada komşu parsel tutanak ve dayanaklarından yararlanılmalı, bilinemeyen sınırlar konusunda taraflara tanık dinletme olanağı verilmeli, dayanak tapunun kapsamı sabit sınırdan başlanarak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesine uygun olarak belirlenmeli, dayanak belgelerin lehe olduğu kadar aleyhe de delil teşkil edecekleri gözetilmeli, taşınmazın eylemli orman olan kısımları da dikkate alınarak dayanak tapunun kapsamı yeniden belirlenmeli ve oluşacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle; asli müdahil Orman Yönetimi ve davalılar Bekir ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/05/2017 günü oy birliği ile karar verildi.