BAM Hukuk Mahkemeleri Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/915 Esas 2022/356 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2021/915
Karar No: 2022/356
Karar Tarihi: 25.03.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/915 Esas 2022/356 Karar Sayılı İlamı

...
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
BAŞKANLIĞI GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/915 Esas
KARAR NO : 2022/356

BAŞKAN : ... ...
ÜYE : ... ...
ÜYE : ... ...
KATİP : ... ...

DAVACI :... -
VEKİLİ :Av. ...
DAVALI :... ...
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 08/10/2021
KARAR TARİHİ : 25/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; Davalı şirketin mevcut ortaklık durumunun tespiti için ve bildirimde bulunulması için davalı şirkete ihtarda bulunulduğu halde davalı şirket tarafından herhangi bir açıklama yapılmadığının, TTK 33 ve devamı maddeleri uyarınca tescili gereken bir husus var ise bunun tespit edilerek ticaret sicil müdürlüğünde tescilini talep ve dava etmişlerdir.
Usulüne uygun tebliğe rağmen davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava davalı şirketin ortaklarından ... ... 'in uhdesinde bulunan 1.000 adet hisse ile yine ortaklardan ... ... ' ın uhdesinde bulunan 1.000 adet ... ... ... ' a devredilmesi nedeniyle şirket müdürlüğü sona eren ve dışarıdan müdür olarak atanan ... ... ' ın görev süresinin sona ermesine rağmen davalı şirketin herhangi bir tescil işlemi yapmadığı bu nedenle şirketin yeni ortaklık durumunun ve şirket müdürünün tespiti hususlarında kanaat oluştuğu takdirde Bursa Ticaret Sicil Müdürlüğünce tescil ve ilanı istemine ilişkindir.
Davacı ... sicil müdürlüğünce davalı şirkete tebligat çıkartılarak güncel ortaklık durumunun bildirilmesi istenmiş ancak davalı şirket bu bildirime herhangi bir cevap vermemiştir.
Davacı bunun üzerine eldeki davayı açmıştır.
Davalıya tebligat yapılmışsa da davalı taraf bir cevap vermemiş pay devri sonucu devralan ortağın paydaşlığının şirket tarafından kabul edilip edilmediği de açıklanmamıştır.
TTK'nın 33.maddesine göre; Tescili zorunlu olup da kanuni şekilde ve süresi içinde tescili istenmemiş olan veya 32 nci maddenin üçüncü fıkrasındaki şartlara uymayan bir hususu haber alan sicil müdürü, ilgilileri, belirleyeceği uygun bir süre içinde kanuni zorunluluklarını yerine getirmeye veya o hususun tescilini gerektiren sebeplerin bulunmadığını ispat etmeye çağırır.
Sicil müdürünce verilen süre içinde tescil isteminde bulunmayan ve kaçınma sebeplerini de bildirmeyen kişi, sicil müdürünün teklifi üzerine mahallin en büyük mülki amiri tarafından bin Türk Lirası idari para cezasıyla cezalandırılır.
Süresi içinde kaçınma sebepleri bildirildiği takdirde, sicilin bulunduğu yerde ticari davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesi, dosya üzerinde inceleme yaparak tescili gerekli olan bir hususun bulunduğu sonucuna varırsa, bunun tescilini sicil müdürüne emreder, aksi takdirde tescil istemini reddeder. Süresi içinde tescil isteminde bulunmayan veya kaçınma sebeplerini bildirmeyen kişinin ikinci fıkradaki cezayla cezalandırılması bu fıkra hükmünün uygulanmasına engel oluşturmaz.
Ticari faaliyet adresini belirlemek şirketin yetkisi olan hususlardandır. Hatta ana sözleşme değişikliği ile şirket merkezi dahi değiştirilebilir. Davacı ... sicil müdürlüğünün yetki alanı dışında başka bir sicil müdürlüğünün yetki alanına dahi şirket merkezini ve faaliyet adresini taşıyabilir.
Burada mahkeme tarafından adres araştırması yapılarak bu araştırmaya göre şirket adına tescil karar verilip verilemeyeceği tartışılmalıdır.
Davanı yasal dayanağı olan TTK'nun 33. Maddesi irdelenmelidir. Bu maddeye göre ; süresi içinde kaçınma sebepleri bildirildiği takdirde, sicilin bulunduğu yerde ticari davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesi, dosya üzerinde inceleme yaparak tescili gerekli olan bir hususun bulunduğu sonucuna varırsa, bunun tescilini sicil müdürüne emreder, aksi takdirde tescil istemini reddeder. Kanun burada şirketin kaçınma sebebini bildirmesini öngörürken, mevcut durumun şirket için neyi ifade ettiğinin tespit edilebilmesi ve mahkemeye talep ve kaçınma sebebi arasında değerlendirme yaparak bir karar verme olanağının sağlanmasını gözetmiştir. Yasanın açık hükmü uyarınca davacının dava konusu ettiği hususa ilişkin kaçınma sebebinin bildirilmiş olması mahkemenin karar vermesi için bir zorunluluktur. Davadan önce davalı tarafça sicil müdürlüğüne cevap verilmediği gibi eldeki davada da mahkememizce hüküm kurulmasını sağlayacak bir biçimde cevap veya kaçınma sebebi de davalı tarafça dosyaya bildirilmemiştir.
Yasa 33.maddede ticaret sicilin bildirimine rağmen bunun cevapsız bırakılmasını açık bir biçimde idari para cezası yaptırımına tabi tutmuştur. Kaçınma sebebini bildirilmesi halinde ise mahkemece talebin kabülü yada reddi yönünde karar verilmesini öngörmüştür.
Şirketler hukukunun temel prensibi olarak yetkili organlar aracılığıyla karar alınması esası geçerlidir. Karar alma ise bir iradenin dış dünyaya yansıma şeklidir. Karar alma süreci sonrası bu irade tescili gereken hususlardansa ticaret siciline tescil bildirimi şirket yetkili organı tarafından yapılır.
Yasa koyucu mahkemenin karar verebilmesi için kaçınma sebebinin bildirilmesini zorunlu kılarken şirketin iradesinin ne olduğunun belirlenmesini amaçlamıştır. Bu aşamadan sonra kaçınma sebebinin haklı olup olmamasına göre ilgili hususun tesciline yahut istemin reddine karar verilmesini düzenlemiştir.
Ortaya konulmuş bir irade yoksa bir irade beyanı varmışçasına varsayıma dayalı karar verilebilmesi mümkün değildir. Şirket yargılama konusu bu hususla ilgili olarak yasanın imkan tanıdığı ölçüde farklı şekillerde karar almış olabilir. Bu durum belirlenmeden ve kaçınma sebebi ileri sürülmeden mahkemenin şirket işleyişini etkileyecek ve hatta belki şirket için gerçek duruma uygun olmayan bir karar vermesi doğru olmayacaktır.( Örnegin somut olayda mahkemenin araştırma yaptığı tarihten bir gün sonra şirket adresini değiştirebilir, hatta karar tarihinden sonra veya kararın kesinleşme süreci içerisinde da şirket adresini değiştirebilir ve bunu ticaret sicile de bildirebilir, mahkemenin kesinleşmiş mahkeme kararı ticaret sicile bildirildiğinde de mahkeme kararının icra edilip edilmeyeceği, ticaret sicilin mahkeme kararını mı yoksa şirketin bildirimini mi uygulayacağı tartışmaları da ortaya çıkabilir).Yasa bu durumun önüne geçmek için kaçınma sebebinin bildirilmesini zorunluluk olarak öngörmüştür.
Yasa 33.maddede cevap verilmemesi yahut kaçınma sebebinin ileri sürülmemesini idari para cezası yaptırımına tabi tutarken. Ayrıca kaçınma sebebinin bildirilmesi halinde mahkemece bir karar verilse dahi bu durumun idari para cezasının uygulanmasına engel olmadığını kabul etmiştir.
Buradan çıkan sonuç; cevap verilmemesi yahut kaçınma sebebinin ileri sürülmemesinin karşılığı yalnızca idari para cezası yaptırımı (şartlar varsa geçici 7.maddenin de uygulanması), kaçınma sebebi ileri sürülmüşse kaçınma sebebinin haklı olup olmamasına göre ihtilaflı hususta mahkemenin karar vermesi ve idari para cezası yaptırımıdır.
TTK'nın 33.maddesi uyarınca davacının davalı şirkete yapmış olduğu bildirime cevap vermemesi nedeniyle sicil müdürünün teklifi üzerine mahallin en büyük mülki amiri tarafından idari para cezası uygulanabileceği gibi yasal şartlar oluştuğu takdirde geçici 7.madde uyarınca öngörülen yaptırımların uygulanması davacının değerlendirme ve yetkisi kapsamındadır.
Limited şirketleri düzenleyen TTK' nun 616/1-b maddesine göre genel kurulun devredilemez yetkileri arasında müdürlerin atanmaları ve görevden alınmaları sayılmıştır. Buna göre; müdürler ancak genel kurul kararı ile atanır ve değiştirilirler. Bunun istisnasi TTK 'nun 630/2. Maddesine göre mahkemece müdürün yönetim hakkının kaldırılmasıdır. Bu durumda mahkemece bir yönetim kayyımı belirleyerek atanmasına karar verilebilir.
Davalıya tebligat yapılamamış duruşma gün ve saatinin bildirir davetiye Ticaret Sicilinde kayıtlı adresine Tebligat Kanunun 35.maddesi gereğince tebliğ edilebilmiştir. Tüm bu hususlar ve davacının iddiaları davalı şirketin yükümlülüklere aykırı davranması gerekçesiyle şayet koşullar oluşuyor ise ticaret sicilinden terkin edilmesi işlemine konu edilebilirse de bu hususta inceleme araştırma ve işlem yapma yetkisi davalıya aittir.
Davanı yasal dayanağı olan TTK'nun 33. Maddesine göre ; süresi içinde kaçınma sebepleri bildirildiği takdirde, sicilin bulunduğu yerde ticari davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesi, dosya üzerinde inceleme yaparak tescili gerekli olan bir hususun bulunduğu sonucuna varırsa, bunun tescilini sicil müdürüne emreder, aksi takdirde tescil istemini reddeder. Ticaret sicil müdürlüğüne kaçınma sebebi bildirilmediği takdirde yahut eldeki davada buna yönelik bir beyanda bulunulmadığı takdirde ticaret sicil müdürlüğünün iddiası ile kaçınma sebebinin hangisinin haklı olduğu hususunda bir ihtilaf ve bu ihtilafın çözümlenmesini gerektirecek bir karar verilebilmesi de mümkün değildir.
Şirketin iç işleyişi ile ilgili örneğin pay devri halinde ortaklık yapısının ne şekilde olduğu, yeni müdür seçimi ile ilgili hususlar şirketin iç örgütlenmesi ile alakalıdır. Bu türden işlemlerle ilgili olarak mahkemece işlem tesis edilmesi mümkün değildir. Davalı tarafa yapılan tebliğe rağmen ticaret sicil müdürlüğüne bildirimde bulunulmadığı gibi, mahkememize de beyanda bulunulmamıştır. Şirketin müdürü belirlenerek tescile karar verilmesi mümkün değildir. Şirket iç işleyişi ile ilgili hususlara ilişkin olarak Yargıtay tarafından emsal bir kararda verilmiştir.
Yargıtay "Şirketten çıkan ortağın hisselerinin kime devredileceği veya intikal ettirileceğine ilişkin karar istenildiği, mahkemenin hükme dayanak aldığı TTK 612. maddenin ise şirketin kendi paylarını iktisap etmesi hali için geçerli olduğu, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün istemi üzerine şirketin kendi payını iktisap talebi varmışçasına %20 payın şirket adına tesciline karar verilmesinin yerinde olmadığı" (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/4301,karar No: 2020/2660) görüşündedir.
Açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 80,70 TL harcın başlangıçta alınan 59,30 TL peşin hartan mahsubu ile artan 21,40 TL'nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına
4-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 25/03/2022

Başkan ...
e-imza
Üye ...
e-imza
Üye ...
e-imza
Katip ...
e-imza




Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.