11. Hukuk Dairesi 2019/1299 E. , 2020/384 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 06/06/2017 tarih ve 2015/1250 E- 2017/447 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince verilen 15/11/2018 tarih ve 2018/299 E- 2018/1108 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette %25 oranında pay sahibi olduğunu, davalı şirketin tek mal varlığı olan taşınmazın elden çıkarılmak istenildiğini, 30.09.2015 tarihli genel kurulun 4. gündem maddesi ile satış için yönetim kuruluna yetki verildiğini, bu hususun emredici Kanun hükümlerine aykırı olması nedeniyle batıl olduğunu, bunun yanı sıra 5. maddenin de batıl olduğunu, 7 numaralı kararın da yasa, ana sözleşme ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu ileri sürerek 4. ve 5. maddenin batıl dolduğunun tespitine, 7. maddenin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, taşınmazın toptan devrinin söz konusu olmadığını, şirketin bankalara olan borcunun ödenebilmesi açısından finansmana ihtiyaç bulunduğunu, bu nedenle taşınmaz ile ilgili 10 adetlik sayı sınırlı olarak karar alındığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, TTK"nın 408/2.f bendinde "Önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı" konusunda genel kurulun devredilemez yetkili olduğu düzenlendiği, davaya konu 30.09.2015 tarihli olağan genel kurul toplantısının 4 numaralı kararı ile 10 adet dairenin satışına ilişkin karar genel kurulca alındığı ve bu karar doğrultusunda yönetim kuruluna yetki verildiği, ayrıca şirketin içinde bulunduğu mali koşullar değerlendirildiğinde 10 adet daire satışının şirketin çıkarlarına uygun olduğu, borca batık durumda olduğu belirlenen şirketin bu durumdan çıkabilmesi ve tüzel kişiliğinin korunması amacıyla önlemler alınması gerektiğinden kararın objektif iyi niyet kurallarına da uygun bulunduğu, bu haliyle kararın batıl olmadığı, 5 numaralı gündem maddesi ile alınan kararın batıl olduğu, 7 numaralı kararın da iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil ettiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 5. kararın batıl olduğunun tespitine, 7. numaralı kararın iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf isteminde bulunulmuştır.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi ile aynı gerekçe ile davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 15/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.