11. Ceza Dairesi Esas No: 2016/4025 Karar No: 2018/7283 Karar Tarihi: 26.09.2018
213 sayılı Vergi Usul Kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/4025 Esas 2018/7283 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Niğde Vergi Dairesi mükellefi olan sanıkların 2006-2009 yılları arasında gerçek mal ve hizmet satışı yapmadan piyasaya sahte fatura düzenledikleri suçlamasıyla asliye ceza mahkemesinde yargılanmışlardır. Sanıklar suçlamaları kabul etmemişler ve kendilerini şirketlerinin bağımsız işletmeleri olarak göstermişlerdir. Ancak mahkeme fatura ve belge incelemesi yapmaya karar vererek, suça konu faturaların gerçeğe uygunluğu ve kimlerden alındığı hakkında sorular sormuş ve bilirkişi incelemesi yaptırmıştır. Mahkeme, sanıkların rol ve sorumluluklarının belirlenmesi ve suçun gerçek sorumlularının tespit edilmesi gerektiği sonucuna varmıştır. Mahkeme kararında, aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura kullanımının zincirleme suç oluşturduğu ve sanıklar hakkında TCK'nın 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiği, uzun süreli hapis cezalarının ertelenmesi nedeniyle sanıklar hakkında hak yoksunluğunun kendi alt soyları üzerindeki yetkileri bakımından uygulanamayacağı vurgulanmış ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarına atıfta bulunulmuştur. Kararda geçen kanun maddeleri, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu, TCK'nın 43. ve 53. maddeleri ile CMUK'nın 321. madd
11. Ceza Dairesi 2016/4025 E. , 2018/7283 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 213 sayılı Vergi Usul Kanununa muhalefet HÜKÜM : Mahkumiyet
Niğde Vergi Dairesi mükellefi ... Petrol Ürünleri Ltd.Şti ortağı ve yetkilisi olan sanıkların 2006-2007-2008 ve 2009 takvim yıllarında gerçek mal ve hizmet satışları olmamasına karşın piyasaya komisyon karşılığı sahte fatura düzenledikleri iddia ve kabul edilen kamu davasında, sanıkların suçlamaları kabul etmedikleri, sanık ..."nın bir dönem yanında çalıştığı ... isimli şahsın kendilerini kandırıp adlarına şirket kurup, daha sonradan kendilerinden aldığı vekaletname ile tüm işleri yürüttüğünü beyan ederek söz konusu 31.08.2006 tarihli vekaletname suretini mahkemeye ibraz ettikleri ve suça konu faturaların dosyada bulunmadığı anlaşılmakla, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından, her takvim yılı için fatura asıl ya da örneklerinden kanaat oluşturacak sayıda temin edilip dosya arasına konulması, incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, suça konu faturaları kullanan şirket yetkililerinin faturaları kimden, hangi ticari ilişkiye dayanarak aldıklarının sorulması; sanıkların imzalarının bulunduğu vergi dairesine sunulan beyanname ve diğer belgeler ile suça konu faturaları basan matbada bulunan fatura teslimine ilişkin belge asılları getirtilerek imza ve yazıların sanıklara veya tanık ... ve ..."e aidiyeti yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılması, suç ve cezaların şahsiliği ilkesinin bir gereği olarak, yüklenen suçların oluşumunda sanıkların rol ve sorumluluklarının belirlenmesi suretiyle, eylemleri gerçekleştiren gerçek sorumlu veya sorumluların tespit edilmesi; sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması, Kabule göre de; a) Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura kullanma eyleminin zincirleme suç oluşturduğunun ve sanıklar hakkında TCK"nin 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi b) 2006 ve 2007 takvim yıllarındaki eylemleri nedeniyle uzun süreli hapis cezaları ertelenen sanıklar hakkında, 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun kendi alt soyları üzerindeki yetkileri bakımından hiçbir şekilde uygulanamayacağının gözetilmemesinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.09.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.