11. Hukuk Dairesi 2015/13236 E. , 2017/1533 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27/05/2015 tarih ve 2014/388-2015/380 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 21.242 TL"nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun"la değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı bankadan araç kredisi kullanarak kamyon çekici treyler olan ... plakalı tır ve ... plakalı dorsesini satın aldığı ve araç alındığı gün ... Sigorta A.Ş tarafından ...bank Otomobil kredilerine özel kara taşıtları paket sigorta poliçesi ile sigortalandığını, bu poliçenin 29.5.2009 tarihinde yenilendiğini, ancak aracın 2009 yılı Eylül ayının 5.günü çalındığını, olayın davalı bankaya ve sigorta şirketine ihbar edildiğini, sigorta şirketince poliçenin prim taksitleri ödenmediği için iptal edildiğinin bildirildiğini, müvekkilinin 2009 yılı için hesabından poliçe ile prim tahsilatı yapıldığını, kredi sözleşmesine göre davalının sigorta yapmak ve yenilemekle yükümlü olduğunu, prim tahsilatı için hesaba borç kaydedebileceği, davalının oluşan zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya lişikin hakları saklı kalmak kaydı ile 9.000 TL alacağın aracın çalınma tarihi olan 05/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 07.04.2015 tarihli ıslah dileçesi ile dava değerini 66.756TLye yükseltmiştir
Davalı vekili; davacının kullandığı kredi taksitlerinin vadesinde ödememesi üzerine hesabının kat edildiğini, poliçe prim borçlarını ödememesi sebebiyle sigorta poliçesinin yenilendiği tarihte hesabında sigorta primlerini karşılayacak bakiyesinin bulunmadığı gibi muaccel borcunun olduğunu, poliçe düzenleme ve yenileme konusunda yetkilisi de yükümlülüğü olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; 17.06.20014 tarihli Kredi Genel Sözleşmesinin 15/1 maddesinin 3 paragrafında sigorta primi davacı sigortalı tarafından ödenmediğinde bankanın ödeyerek müşteri hesabına borç kaydedeceğinin açık bir şekilde düzenlendiği, yine poliçenin yenilenip yenilenmediğini takip yükünün de müşteriye ait olduğu, davacının kredi borçlarını ödememesi nedeniyle kredi hesabı katedilerek borçlu davacı hakkında icra takibine başlandığı bankaya rehinli aracın kredi başlangıcında ve sonraki poliçe dönemlerinde sigortalandığı son olarak 29.05.2009 - 29.09.2010 dönemine ilişkin sigorta poliçesinin düzenlendiği ancak poliçenin 02/07/2009 tarihinde başlangıç tarihinden itibaren iptal edildiği, poliçenin yapıldığı tarih ile iptal tarihi aralığında sigortalının banka hesabında prim peşinat tutarı kadar parasının olmadığı bu nedenle iptal edilme sebebinin poliçenin ilk peşinat dahil primlerinin ödenmemesi olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı bankadan kredi kullanılarak alınan sigortalı aracın çalınması sonrasında, sigorta poliçesinin iptalinde kusurlu olan davalı bankadan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, 02.07.2009 tarihinde yenilenen poliçeye ilişkin primler için ilk peşinat tutarı kadar paranın sigortalı davacı hesabında olmadığı, primleri ödenmeyen poliçenin bu sebeple iptal edildiği, aracın alımı için kullanılan kredinin geri ödenmemesi sebebiyle davacı aleyhine de icra takibi başlatıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında 17.04.2006 tarihli araç kredisine ilişkin sözleşme bulunduğu, bu kapsamda davacı tarafından alınan aracın davalı tarafından Vakıfbank otomobil kredilerine özel kara taşıtları paket sigorta poliçesi ile sigortalandığı, kredi borcunu ödemekte temerrüde düşen davacının hesaplarının 16.04.2007 yılında kat edildiği ve aleyhine 25.06.2007 tarihinde icra takibi başlatıldığı, davacıya ait aracın 05.09.2009 yılında çalınmış olduğu, ancak bu süreçte sigorta poliçesinin 2007-2008 ve son olarak 2009 yılında yenilenmiş olduğu, 02.07.2009 tarihi itibariyle primlerin ödenmemesi nedeniyle başlangıç tarihinden itibaren poliçenin iptal edildiği anlaşılmıştır.
Kredi sözleşmesinin 15/1. bendinin 3. paragrafı ve devamındaki düzenlemelere göre, “teminatların sigorta ettirilmesi veya süresi biten sigortaların yenilenmesi için ödenecek prim masraf ve her türlü vergiler müşteriye aittir. Bunların müşteri tarafından ödenmemesi halinde banka bunları müşterinin dilediği hesabına borç kaydeder. Müşteri teminatların sigorta edilip edilmediğini, sigortalı malın niteliğine göre sigorta ettirilmesi gereken rizikoları karşılayıp karşılamadığını, sigorta süresini, süresi biten sigortaların yenilenip yenilenmediğini takip ile yükümlüdür”. Yine aynı maddenin 4. bendine göre de “süresi biten sigortalar da bu madde esasları içinde müşteri tarafından yenilenir”. hükmünü içermektedir.
Kredi sözleşmesinin yukarıda yazılı hükümlerine göre her ne kadar teminatların sigorta ettirilmesi ve sigortanın yenilenmesi ve takibi yükümlülüğü müşteriye ait olsa da, davalı banka ödenmeyen primleri müşterinin hesabına borç kaydetme hakkına sahiptir. Dosya kapsamından kredinin kullanılması ile 2006 yılında düzenlenen sigorta poliçesinin devam eden yıllarda yenilenmiş olduğu, son yenilemenin 2009 yılında yapıldığı, her ne kadar davacının kredi hesabı kat edilmiş ve hakkında icra takibi başlatılmış ise de bu dönemler de dahi sigorta poliçesinin yenilendiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından sigorta poliçesinin her dönem davalı banka tarafından yenilendiği ve primlerinin tahsil edildiği iddia edilmektedir. Ancak önceki dönemlerde sigortanın kim tarafından yenilendiği ve sigorta primlerinin nasıl ödenmiş olduğu belirsiz olup, nakit olarak mı ödendiği yoksa davalı banka tarafından Sözleşmenin 15.1. maddesi uyarınca davacı hesabına borç mu kaydedildiğinin açıklığa kavuşturulması gerekir. Zira bankanın prim alacağını davacının hesabına borç kaydetme hakkı vardır. Eğer geçmiş dönem primlerinin banka tarafından hesaba borç kaydedilerek tahsili yoluna gidilmiş ve sonraki dönemlerde de yine poliçe banka tarafından yenilenmiş ise artık davacı nezdinde bu şekilde haklı bir güven oluşturduğunun kabulü gerekir. Bu durumda davacı, sigorta poliçesinin yenileneceği ve primlerin hesabına borç kaydedileceği inancıyla hareket etmektedir. Ancak bu halde dahi, davacının da sözleşmeyle üstlendiği sigortanın süresini, yenilenip yenilenmediğini takip etme ve primleri ödeme yükümlülüğüne aykırı davranışı söz konusu olacağı gibi davalı bankanın da müşterisini bilgilendirme yükümlülüğüne aykırı davranışı söz konusu olacaktır.
O halde taraflar arasında önceki dönemlerde sigorta poliçesinin kim tarafından yenilendiğinin, primlerin nasıl tahsil edildiğinin tespiti ile tarafların birbirlerinde oluşturdukları güvene ve yükümlülüklerine aykırı davranışları nedeniyle kusurlarının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru olmamış, eksik incelemeye dayalı hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 15/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.