19. Ceza Dairesi 2019/26727 E. , 2020/13252 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
Yerel Mahkemece kurulan mahkumiyet hükümleriyle birlikte, 5607 sayılı Kanun"un 13. maddesi ve 5237 sayılı Kanun"un 54. maddesindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle, nakilde kullanılan araçların iadesine de karar verildiği, iade kararının, araç hakkında açılmış müsadare davasının konusu olması bakımından, bozma kararıyla birlikte aracın iadesi hükmünün de ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, kanun yollarının tüketilmesi de dahil, bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süre geçtikten sonra mümkün olacağı, kanun yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması halinde, bu süre zarfında şahsın, aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, aksi durumun ise AİHS ek 1 protokolün 1. maddesi ve Anayasa"nın 35. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtayca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldıracağı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından da gerekli olduğu değerlendirilerek, temyize konu mahkeme hükmü ceza ve müsadere bakımından ayrı başlıklarda incelenmekle;
I-) Nakil araçlarının iadesi kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Nakilde kullanılan araçlarıın iadesine ilişkin mahkeme gerekçesi yerinde olmakla, temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden TEMYİZ İTİRAZLARININ REDDİYLE İADE KARARININ ONANMASINA,
II-) Sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde ise;
1-Sanıklardan ele geçirilen gümrük kaçağı sigaranın miktarına göre, TCK"nin 3. ve 61. maddeleri dikkate alınıp temel cezada teşdit uygulanarak alt sınırdan uzaklaşılması suretiyle hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Sanıkların kullandığı iki adet aracın köy yolunda, park etmiş vaziyette beklediği ihbarı üzerine, araçlarda yapılan aramada, toplamda 2767 karton sigara ele geçirilmesi şeklinde gerçekleşen olayda;
Sanıkların soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki savunmalarında, suça konu sigaraların Hayretullah Yaman"a ait olduğunu, aracın belli bir noktaya götürülmesi karşılığında para alacaklarını, sadece şoför olduklarını, bir aracın öncü olduğunu ancak yakalanmadığını beyan etmeleri, suçta kullanılan her iki aracın da Hüseyin Yeniay tarafından kiralama sözleşmesi ile teslim alınması karşısında, olay tarihinden bir ay öncesi ve sonrasına yönelik sanıkların Hüseyin Yeniay ile telefon görüşmesinin olup olmadığı ve olay esnasında öncü bir aracın yol kontrolünü haber vermesine ilişkin şüpheli, ardışık ve sık sık arama ve aranmalar bulunup bulunmadığı hususlarının HTS kayıtları getirtilerek tespit edilmesi ve sonucuna göre gerektiğinde ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulup dava açılması halinde iş bu dava ile birleştirilmek sureti ile 5607 sayılı Kanun"un 4/2. maddesi uyarınca sanıklar hakkında toplu kaçakçılık hükmünün tartışılması gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi,
3-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanuna eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
4-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 21/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.