10. Hukuk Dairesi 2019/6135 E. , 2019/9031 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : ...Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ...Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair hüküm verilmiştir.
...Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kurum sigortalısı ..."in 13.07.2011 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat ettiğini, kaza sebebiyle hastaneye kaldırılan sigortalı için 1.848,48 TL tedavi gideri yapıldığını, hak sahiplerine toplam 399.290,21 TL peşin değerli gelir bağlandığını belirterek kusur ve alacak yönünden fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, tedavi giderinin %50"si olan 924,24 TL ile hak sahiplerine bağlanan gelirin %50 si olan 199.645,10 TL nin ödeme ve gelir bağlama onay tarihlerinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kusur oranını kabul etmediklerini, talebin zamanaşımına uğradığını, davalı idarenin herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece,
"Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-924,24 TL tedavi giderinin ödeme tarihi olan 14/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-198.498,80 TL peşin sermayeli gelir değerinin 167.268,00 TL"sine 18/11/2014, 20.993,25 TL"sine 18/12/2014, 10.237,55 TL"sine 24/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine," dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; hak sahibi eş ..."in 18 yaşın altında bir çocuğu bulunduğunu ve bu sebeple tekrar evlenme ihtimali olarak % 2 oranının tespitinin hatalı olduğunu, ... 1. İş Mahkemesinin 2011/1664 E. sayılı dava dosyasında davacı çocuk ..."in 18 yaşın ikmaline kadar babasının desteğini alacağı varsayılarak hesaplama yapıldığını ancak rapor tarihi olan 26.10.2015 gününde üniversitede okuduğu için babasının desteğinden 25 yaşına kadar (28.06.2014) yararlanacağını belirterek yerel mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; usul ve esas yönünden hukuka aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, somut olayda, 13.07.2011 günü davalıya ait iş makinasının (silindir) köprülü kavşağın sağ yan duvarına çarpması ve devrilmesi sonucu meydana gelen iş kazasında sürücü Kurum sigortalısı ..."in tedavisine yanıt alınamaması sonucu 16.07.2011 günü vefat ettiği, Kurumun olayı iş kazası kabul ederek ölüm geliri bağladığı, tazminat davasında alınan uzlaştırıcı kusur raporuna göre işverenin % 90, ölen işçinin % 10 oranında kusurlu bulundukları, ... İş Mahkemesinin 05/11/2015 gün ve 2011/1664 Esas, 2015/481 Karar sayılı dava dosyasında maddi tazminat hesabı yönünden alınan 26.10.2015 tarihli bilirkişi raporuna göre "% 90 kusura göre gerçek zararın 283.721,19 TL, gelirin peşin sermaye değerinin % 90 kusura göre 359.361,19 TL olarak hesaplandığı ve ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi zararlarının Kurum tarafından karşılandığı gerekçesiyle maddi tazminat isteminin reddedildiği ve kararın onandığı, eldeki dosyada alınan 29.08.2016 günlü hesap raporuna göre % 90 kusura göre gerçek zararın 412.232,72 TL, gelirin peşin sermaye değerinin % 90"ının 359.361,19 TL ve tahsili gereken tutarın 193.987,22 TL olarak açıklandığı, gelirin peşin sermaye değerinin gerçek zarardan düşük olması nedeniyle talep de gözetilerek ilk peşin sermaye değerine hükmedilmesi gerektiği ve böylece incelenen mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, hükme yönelik taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK "nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; hak sahibi eş ..."in 18 yaşın altında bir çocuğu bulunduğunu ve bu sebeple tekrar evlenme ihtimali olarak % 2 oranının tespitinin hatalı olduğunu, ... 1. İş Mahkemesinin 2011/1664 E.sayılı dava dosyasında davacı çocuk Mehmet Çelik"in 18 yaşın ikmaline kadar babasının desteğini alacağı varsayılarak hesaplama yapıldığını ancak rapor tarihi olan 26.10.2015 gününde üniversitede okuduğu için babasının desteğinden 25 yaşına kadar (28.06.2014) yararlanacağını belirterek yerel mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; usul ve esas yönünden hukuka aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ:
1-Eldeki davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 21. maddesinin ilk fıkrasında, iş kazası, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir davranışı sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirileceği belirtilmiş olmakla, anlaşılacağı üzere işverenin rücu alacağından sorumluluğu belirlenirken, gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri ile yargılamada yöntemince hesaplanacak gerçek (maddi) zarar karşılaştırması yapılıp düşük (az) olan tutarın hükme esas alınması gerekmektedir.
Gerçek zarar hesaplanmasında; zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, bakiye ömrü, iş görebilirlik çağı, iş görmezlik ve karşılık kusur oranları, destek görenlerin gelirden alacakları pay oranları, eşin evlenme olasılığı, gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerekir. Anlaşılacağı üzere rücu alacağından sorumluk belirlenirken gelirlerin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerleri ile yargılamada yöntemince hesaplanacak gerçek (maddi) zarar karşılaştırması yapılıp düşük (az) olan tutarın hükme esas alınması gerekir.
Gerçek zarar miktarı; işçinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Sigortalı veya hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunun 2012/32 sayılı Genelgesiyle de ilk peşin sermaye değerlerinin hesabında anılan tablolarının uygulanmasına geçilmiştir. Gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda ülkemize özgü ve güncel verileri içeren TRH 2010 tablosunun bakiye ömrün belirlenmesinde esas alınması gerekecektir.
İşçinin 60 yaşına kadar aktif dönemde günlük net geliri üzerinden, 60 yaşından sonra bakiye ömrü kadar pasif dönemde asgari ücret üzerinden, her yıl için ayrı ayrı hesaplama yapılacağı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. İşçinin günlük net geliri tespit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanmakta, bilinmeyen dönemdeki kazancı ise; önceki uygulamalarda yıllık olarak %10 arttırılıp %10 iskontoya tabi tutulmakta idi. Tazminatların peşin olarak hesaplanması, buna karşılık gelirin taksit taksit elde edilmesi, bu nedenle peşin belirlenen tazminatın her taksitte ödenen kısmın bakiyesinden faiz geliri elde edileceğinden sermayeye ekleneceği nazara alınarak, tazminata esas gelire artırım ve iskonto uygulanmaktadır. Peşin sermayeden elde edilecek yarar reel faiz kadardır. Buna göre önceki uygulamalardaki gibi %10 artırım ve iskonto oranı yerine, enflasyon dışlanarak, değişen ekonomik koşullar ve reel faiz oranları nazara alınıp, Sosyal Güvenlik Kurumu ilk peşin sermaye değeri hesaplamalarına paralel olarak %5 oranının uygulanması hakkaniyete uygun olacaktır.
Gerçek zarar hesaplanması yönteminde, hak sahibi eşin kalan ömür süresi daha uzun olsa bile, destek süresi, sigortalının kalan ömrü ile sınırlı olup çocuklardan erkeğin 18, ortaöğretimde 20, yükseköğretim durumunda 25 yaşını doldurduğu tarih itibarıyla gelirden çıkacağı kabul edilmeli, evlenme tarihine kadar gelire hak kazanacağı belirgin bulunan kızın, aile bağlarına, sosyal ve ekonomik duruma, ülke şartlarına ve yörenin töresel koşullarına göre evlenme yaşı değişkenlik arz ettiğinden bu konuda Türkiye İstatistik Kurumunca bölgelere göre hazırlanan istatistiklerden yararlanılmalıdır.
Gelirin yansıma oranına gelince; 5510 sayılı Kanunun 19. ve 34 maddeleri uyarınca, ölenin gelirinin % 70’i dağıtıma esas tutulmalı, çocuk yoksa bu meblağın % 75’i eşe bağlanmalıdır. Çocuk varsa eşin payı (% 70 üzerinden) % 50’ye düşmeli, her bir çocuk için % 25 gelir bağlanmalıdır.
2-Mahkemece, hak sahipleri tarafından açılan tazminat davasında hükme esas alınan hesap raporunda yapılan gerçek zarar hesabının, yukarıda belirtilen ilke ve yöntemlere uygun olmaması nedeniyle iş bu davada dikkate alınamayacağının gözetilmemesi isabetsizdir.
Mahkemece, davalı yönünden gerçek zararın yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde belirlenmesi ve her bir hak sahibine bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelirle gerçek zarar karşılaştırılarak, yapılacak mukayese sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ...Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ...Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 25.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.