14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/2165 Karar No: 2018/8405 Karar Tarihi: 29.11.2018
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/2165 Esas 2018/8405 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Hukuk Mahkemesi'nde bir geçit hakkı kurulması davası görülmüş ve davalılardan birkaçı gerekçeli kararın tebligatının yanlış yapıldığı gerekçesiyle temyiz başvurusunda bulunmuş. Yapılan incelemede, Tebligat Kanunu'na göre gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili belirlenen iki aşamalı yolun yanlış uygulandığı tespit edilmiş. Kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemine göre doğrudan tebligat yapılamamaktadır. Bu nedenle ilk tebligatın muhatabın bilinen en son adresine normal yolla yapıldıktan sonra gerekli araştırmalar yapılması gerekiyor. Adresin tespit edilememesi durumunda tebligat geri gönderilecek ve tebligatın yapılabilmesi için açık renkli bir zarf kullanılarak muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine tebligat yapılabilir. Kararda bu ilkelere uymayan tebligatların usulsüz olduğu belirtilmiştir. Kararda belirtilen kanun maddeleri ise şu şekildedir: Tebligat Kanunu'nun 10/2 ve 21/2. maddeleri.
14. Hukuk Dairesi 2016/2165 E. , 2018/8405 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki geçit hakkı kurulması davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. 1) Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir. 2) Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir. Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması ve bu hükme göre tebliğ edilmesi, yukarıda belirtilen hükümlere aykırı olduğundan ve muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından usulüne uygun değildir. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince, Davalılardan ... ve ..."e gerekçeli kararın tebligat zarfı üzerine Mernise kayıtlı adresi olduğu belirtilerek, ..."e ise Merniste kayıtlı adresi olduğu yazılmaksızın tebliğe çıkarıldığı, tebligat parçalarının arkasına "belirtilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olması nedeniyle" 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edildiği, bu sebeple adı geçen davalılara çıkarılan tebligatların usulsüz olduğu anlaşıldığından; davalılar ..., ... ve ..."e gerekçeli kararın 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. ve 21. maddeleri gözetilerek ve Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebliği ile kanun yoluna başvuru süresinin beklenilmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 29.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.