Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/3568
Karar No: 2018/6377
Karar Tarihi: 24.09.2018

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2018/3568 Esas 2018/6377 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2018/3568 E.  ,  2018/6377 K.

    "İçtihat Metni"





    Adalet Bakanlığı"nın, 07/06/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ..."ın mahkûmiyetine ilişkin İzmir 10. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 28/09/2012 tarihli ve 2012/287 esas, 2012/1160 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 12/06/2018 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A) Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Şüpheli hakkında, 12/02/2008 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı yapılan yargılama sonucunda, İzmir 10. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 17/07/2008 tarihli ve 2008/1175 esas, 2008/1222 sayılı kararı ile TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği,
    2- Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlaması için sanığa çağrı kağıdı gönderildiği, ancak sanığın mernis adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre yapılan tebligata rağmen sanığın kuruma müracaat etmemesi üzerine aynı adrese bu kez Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca yeniden çağrı kağıdı tebliğ edildiği,
    3- Ancak sanığın Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müracaat etmemesi üzerine tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığı gerekçesi ile yargılamaya devam edilerek İzmir 10. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 28/09/2012 tarihli ve 2012/287 esas, 2012/1160 sayılı kararı ile TCK’nın 191/1 ve 50/1-a. maddeleri uyarınca 7.300 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
    Anlaşılmıştır.
    B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
    Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22/12/2015 tarihli ve 2015/1717 esas, 2015/33429 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine uymamakta ısrar edeceği nazara alındığında, somut olayda Diyarbakır Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün çağrı kağıdının 21/10/2011 tarihinde usulü ile tebliğ edildiği, sanığın 10 gün içerisinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvurmaması üzerine 14/11/2011 tarihli çağrı yazısının da sanığın mernis adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre 24/11/2011 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmış ise de;

    Tebliğ tarihinde yürürlükte bulunan 6099 sayılı Kanun ile değişik 7201 sayılı Kanun’un 35/2. maddesinde yer alan “Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır”, 10/1-2. madde ve fıkralarında yer alan "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." ve 21/2. madde ve fıkrasında yer alan "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." şeklindeki hükümler birlikte değerlendirildiğinde, 7201 sayılı Kanun"un 10/2 ve 21/2. maddeleri hükümleri çerçevesinde tebliğ işlemlerinin gerçekleştirilmesi gerekirken, anılan Kanun"un 35. maddesi uyarınca yapılan tebliğ işleminin geçerli sayılamayacağı, bu nedenle mahkemesince tebligatın geçersiz sayılması durumunda ısrar şartının gerçekleşmemesi nedeniyle gerekli işlemlerin yapılabilmesi için 5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223/8. maddesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği halde, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, İzmir 10. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 28/09/2012 tarihli ve 2012/287 esas, 2012/1160 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
    C) Konunun Değerlendirilmesi:
    Sanık hakkında 17/07/2008 tarihli karar ile TCK’nın 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verildiği, ancak sanığın yükümlülüklerini ihlal ettiği yönünde bildirimde bulunulması üzerine karar tarihinde yürürlükte bulunan 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/5. maddesi uyarınca yargılamaya devam edilerek sanığın mahkûmiyetine karar verildiği, mahkemece hüküm kurulurken sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine aykırı davranmasına ilişkin olarak delil değerlendirilmesi yapılarak sanığın yükümlülüklerine aykırı davrandığı sonuç ve kanaatine ulaşılıp yargılamaya devam edildiği ve eylem sabit görülerek mahkûmiyet hükmü kurulduğunun anlaşılması karşısında, mahkemenin takdiri ile delillerin değerlendirilmesine ilişkin hususların ancak olağan kanun yolları ile incelenmesi mümkün olup, olağanüstü ve istisnai bir kanun yolu olan kanun yararına bozma yoluna konu olamayacağından, talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
    D) Karar :
    Açıklanan nedenlere göre; sanığın mahkûmiyetine dair İzmir 10. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 28/09/2012 tarihli ve 2012/287 esas, 2012/1160 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 24.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi