11. Hukuk Dairesi 2015/13527 E. , 2017/1521 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04/03/2015 tarih ve2010/278-2015/129 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; sigortalı dava dışı ...A.Ş"ye ait ilaç aktif madde emtiasının hava yoluyla ..."dan Türkiye"ye taşınıp, davalının antreposuna alındığını, burada bulunduğu sırada 09/09/2009 tarihinde yağan yağmurun sebep olduğu sel ve su baskınında emtiada oluşan hasar bedeli toplamı 236.263,50 USD"nin TL karşılığı 350.993,05 TL"nin 30/10/2009 tarihinde sigortalıya ödenmek suretiyle onun haklarına halef olunduğunu iddia ederek, 350.993,05 TL tazminatın ödeme tarihi olan 30/10/2009"dan itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; ... Büyükşehir Belediyesi"nin ... Deresi"nde yaptığı ıslah çalışması nedeniyle 09/09/2009 tarihinde yağan yağmur sonucu söz konusu derenin taşarak oluşturduğu sel nedeniyle zararın meydana geldiğini, sel baskınının aşırı olduğunu, dolayısıyla hasarın mücbir sebepten meydana geldiğini, davalının kusurunun olmadığını, ayrıca verilen depo hizmetiyle zarar arasında illiyet bağınında bulunmadığını, olay nedeniyle ... Büyükşehir Belediyesi ile Valiliği"nin sorumlu olduklarını, ayrıca deponun İş Yeri Abonman Sigorta Poliçesi ile dava dışı ... Sigorta A.Ş. nezdinde sigortalı olduğunu, bu nedenle davanın ... Sigorta A.Ş"ye ihbarına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davaya konu olayda, aşırı şiddetle yağan ve günlerce süren yağışın tahmin edilemeyecek ölçüde oluşturduğu sel sularının tırlar dahil her türlü motorlu aracı hızlı bir şekilde sürüklediği, dolayısıyla büyük su taşkınlarına sebep olduğu, sel sularının aşırı ve hızlı olması nedeniyle olayda çok sayıda kişinin yaralandığı gibi çok sayıda kişinin de hayatını kaybettiği, olayın meydana geldiği bölgede çok sayıda iş yerinde bulunan emtialarında sel sularına karışıp sürüklendiği, su baskınlarının artmasına hem mazgalların yetersiz olmasının hem de tırlar ve otobüsler dahil sürüklenen her türlü motorlu aracın su yollarını tıkamasının sebep olduğu, somut olayda davalının kusurunun bulunmadığı, işletmiş olduğu deponun ruhsat ve iskanının bulunmamasının olay karşısında kusura etkisinin olamayacağı, bir an için bu durumun kusur oluşturduğu, yani davalının müterafik kusurlu olmasına sebep olduğu kabul edilse bile özetlenen olayın antreponun işletilmesiyle zarar arasındaki illiyet bağını kestiği, diğer bir ifade ile antreponun işletilmesiyle zarar arasında illiyet bağının bulunmadığı, zarara sel baskınının neden olduğu anlaşılmakla, ispatlanmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 15/03/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(M) (M)
KARŞIOY
...-Dava, saklama (vedia – 818 S. BK 463 vd.) sözleşmelerinin özel bir türü olan ardiye sözleşmesine (818 S. BK 474 vd.) aykırılıktan doğan tazminat istemine ilişkindir.
2-Davacının sigortacısı olduğu dava dışı şirketin, yurtdışından ithal ettiği ilaç aktif maddesi emtiasının antrepoda saklanması hususunda davalı şirket ile sözleşme ilişkisine girdiği ve emtianın davalıya ait işyerinde bulunduğu sırada 09.09.2009 tarihinde meydana gelen sel sırasında telef olduğu hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır.
3-818 S. BK 474 (TBK 572) maddesi uyarınca ardiyeci, kendisine bırakılan malları özenle korumak mecburiyetindedir. Olaya uygulanması gerekli BK m. 474 de yer alan “Ardiye sahibi, eşyayı bir komüsyoncu gibi ihtimam ile muhafaza etmeğe mecburdur. Eşyaya tahavvül arız olupta başkaca tedbir ittihazını istilzam ederse, müstevdi mümkün olduğu takdirde bundan müdii haberdar eder. Ardiye sahibi mütat iş zamanlarında emtianın halini tetkik veya muayene ve icabeden tahaffuzi tedbirleri her zaman ittihaz edebilmesi için müdia müsaade etmeğe mecburdur” hükmü uyarınca, kanun maddesi, “mecburdur” ifadesinden de anlaşılacağı üzere, kanun koyucu ardiyecilere aynen komisyoncular gibi yüksek ve objektif özen borcunu emredici olarak düzenlenmiştir. BK 99/2 uyarınca, bu tarz işyerlerinin sorumsuzluk anlaşmaları yapmaları dahi mümkün değildir.
4-BK m. 117 uyarınca, sözleşmenin yapıldığı anda öngörülemeyen bir halin gerçekleşmesi halinde borçlu borcun ifasından sorumlu tutulamayacaktır. Mücbir sebep (force majeure) kavramının, sözleşmenin imzalanması anında öngörülmeyen haller olarak nitelendirilmesi mümkündür. Birçok sözleşme türünde doğal afetler mücbir sebep olarak görülebilirse de yüksek özen düzeyinin arandığı sözleşmelerde veya bizatihi doğal afeti teminat altına alan sözleşmelerde “mücbir sebep / öngörülemeyen hal” kavramının oldukça dar yorumlanması, özellikle sigorta sözleşmelerinde, mücbir sebep kavramının oldukça dar yorumlanması gerekmektedir. Bizatihi doğal afet rizikosunu sigortalayan sigorta şirketlerinin, gerçekleşen rizikonun doğal afet sonucu meydana geldiğini ileri sürerek riziko tazminatı ödemekten kaçınmaları mümkün değildir. Bu bağlamda, saklama sözleşmesi yapan bir ardiyecinin de, yapmış olduğu sigorta sözleşmesi kapsamında, doğal afetler halinde meydana gelecek zararları öngörecek dikkat ve özeni göstermeleri, duruma göre işyerinde bulunan emtiayı sigortalatmaları gerekir. Nitekim, davalı şirket de 31.12.2008 tarihli sigorta poliçesiyle, işyerinde eşyaları İşyeri Abonman Sigorta Poliçesiyle, deprem ve çay, dere ve kanal taşmasıyla oluşacak sel/su baskını da dahil olmak üzere çeşitli rizikolara karşı sigortalattığı, seylap nedeniyle üçüncü şahıs mallarında meydana gelecek zararların da teminata dahil olduğu anlaşılmıştır.
...-Her ne kadar mücbir sebep BK m. 117 uyarınca bir hukuka uygunluk sebebi ise de, somut olayda, davalı şirkete ait antrepoların bulunduğu bölgede meydana gelen sel vakasının mücbir sebep teşkil edip etmediğinin değerlendirilmesi gerekir. Olayda, davalı tarafça Ayamama dere yatağına yapılan ve iskanı bulunmayan bir binada çalışma ruhsatı olmaksızın faaliyet gösterilmesi nedeniyle, işyerinin sel baskınına maruz kalabileceğinin öngörülebilir bir risk olduğunu kabul etmek gerekir.
6-Özel ve objektif özen gerektiren bir işkolunda, dere yatağında ruhsatsız şekilde faaliyet gösteren davalı şirketin, ardiyede bulunan malları İşyeri Abonman Sigorta Poliçesiyle, her türlü risklere karşı sigortalattıktan sonra, rizikoya konu sel baskınının mücbir sebep mahiyetinde olduğunu ileri sürmesinin MK 2. maddesindeki dürüstlük kuralına da açıkça aykırı olması, meydana gelen durumun öngörülemeyen bir hal olarak kabul edilemeyecek olmasına ve davalının zararın meydana gelmesinde kusurlu olmasına göre, yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, zarar ile davalının kusuru arasında illiyet bağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair kararı onayan Dairemiz çoğunluk görüşüne katılmıyorum.