Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/10985
Karar No: 2017/4049

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/10985 Esas 2017/4049 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/10985 E.  ,  2017/4049 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ile davalı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R


    766 sayılı Tapulama Kanununa göre .... köyünde yapılan tapulama çalışmaları sonucu tapuya tescil edilen 954 parsel sayılı tarla vasfında ve 8960 m² yüzölçümündeki taşınmaz, davalı adına tapuda kayıtlı iken; 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan çalışmaları 116 ada 53 parsel sayılı ve 9405 m2 yüzölçümü ile aynı malik adına tescil edilmiştir.
    Taşınmaza ait tapu kaydında; taşınmazın kısmen orman sınırı içinde kaldığına ilişkin şerh bulunmaktadır.
    Davacı Orman Yönetimi, dava konusu taşınmazın, yörede 2007 yılında yapılarak kesinleşen orman sınırları içerisinde kaldığınını, taşınmazın hukuki ve fiili olarak orman olduğunu belirterek tapu kaydının iptaline, orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescilini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile, çekişmeli taşınmazın (A1) -(A2) harfleri ile gösterilen toplam 5286 m2"lik bölümlerinin davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; davacı ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, hüküm Dairenin 12.07.2011 tarih ve 2011/15374-1297 sayılı kararı ile onanmış, davalı tarafından karar düzeltme talebinde bulunulması üzerine bu sefer Dairenin 03/10/2011 tarih 2011/10945-10884 sayılı kararı ile onama kararının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; [....dosyanın incelenmesinde; dava dilekçesinin davalıya tebliğine dair tebligat tutanağının davalının köyde oturmadığı bildirilerek iade edildiği ve davalıya tebligat yapılamadığı anlaşılmaktadır. Bunun üzerine 14/04/2009 günlü duruşmada mahallinde 15/05/2009 tarihinde keşif yapılmasına karar verilmiş ve bu tarihte keşif yapılmış, 30/06/2009, 29/09/2009, 28/10/2009 ve 10/12/2009 günlü duruşmalarda bilirkişi raporlarının beklendiği ve 28/10/2009 tarihli duruşmada davalının tespit edilecek adresine tebligat yapılmasına karar verildiği, fakat tebligat çıkarılamadığı, bilirkişi harita mühendisi ve orman yüksek mühendisinin 21/12/2009 tarihinde raporlarını ibraz ettikleri, davalı ..."in ... köyü Sinop adresine bilirkişi raporlarının gönderildiği ve Tebligat Kanununun 21. maddesine göre 15/01/2010 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Davalı 21/01/2010 günlü duruşmaya gelmiş ve davalıya "tüm delillerini bildirmek üzere 5 gün kesin süre" verilmiştir.




    Davalının 25/01/2010 tarihinde itirazlarını içeren dilekçe verdiği ve 23/02/2010 günlü duruşmada da davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Davalıya dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmeden ve delilleri sorulup toplanmadan keşif yapılması, davalı köyde oturmadığı halde köye çıkarılan tebligatın Tebligat Kanununun 21. maddesine uygun olmayan şekilde yapılması, taraf teşkili yapılmadan keşif yapılıp karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gibi, kabule göre de, 954 sayılı parsel 07/10/1960 tarih ve 24 sayılı tapu kaydı ile 279, 280 tahrir sayılı vergi kayıtlarına dayanılarak tespit edildiği halde, vergi ve tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm gittileri ile revizyon gördüğü parsellerle birlikte getirtilip uygulanmaması, tapu kaydı mahkeme kararı ile oluşmuş ise dayanak mahkeme kararı ve krokisinin getirtilerek mahallinde uygulanmamış olması, bilirkişilerin raporlarında memleket haritası ve hava fotoğrafında sadece çekişmeli taşınmazı göstermekle yetinip geniş kadastro paftasıyla ölçekleri eşitleyerek çakıştırma yapmak süretiyle denetlenmemesi ve böylece mahkemece eksik inceleme ile karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
    O halde; mahkemece davalıya usulüne uygun şekilde dava dilekçesi tebliğ edilip, delilleri toplanıp, yöreye ait en eski hava fotoğrafı ve memleket haritası getirtildikten sonra yerinde yeniden keşif yapılarak memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçekleri kadastro paftası ölçeği ile eşitlenip birbiri üzerine çakıştırılarak bilirkişilerden rapor alınmalı, davalının dayandığı tapu kaydı ilk tesisinden itibaren getirtilip uygulanmalı, kapsamı belirlenmeli, taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı ve tahdit haritasına göre konumu belirlenip sonucuna göre karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.] denilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabulü ile ... köyü 116 ada 53 parsel sayılı taşınmazın blirkişi Serkan Kargacıoğlu’nun 18/12/2013 tarihli rapor ve ekindeki krokisinde (B) harfi ile gösterilen 5412,62 m2 kısmın tapusunun iptali ile bu kısmın orman niteliği ile Hazine adına tesciline geri kalan kısım yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman tahdidine dayalı tapu iptali ve tescil davası niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu 766 sayılı Kanuna göre yapılmış ve 1970 yılında kesinleşmiştir.
    Yörede, 10.08.2006 tarihinde askı ilânına çıkartılarak kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. 2014 yılında 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan yenileme çalışmaları kesinleşmiştir.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmuştur.
    15/07/2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 30. maddesinde "Bir Belde veya köyde çalışmaya başlayan orman kadastro komisyonunca, belde veya köyde 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra tapulama yapılmış ise; orman hudutları ile ilgili harita örneklerini kadastro müdürlüğünden alarak sınırlama yapılacak ormanlarda, tapulamaca yapılan tespit, vasıf tayini yönünden bu Yönetmelikte belirtilen kriterlere uygun olduğu takdirde tapulama ile uyuşmazlığa meydan vermeyecek şekilde orman sınırlamasına devam edilir.
    Tapulama yapılmış yerlerde yapılacak orman kadastro çalışmalarında tapulama tespitlerine aynen uyulduğunda ve ölçme yapmaya lüzum kalmadığı tespit edildiğinde; tapulama sınır ve ölçülerinin aynen kabul edildiği yazılmak ve ayrıntılı tutanak tutulmak suretiyle tapulamaca tespit edilen sınırlar, orman sınırı kabul edilerek haritasında işaretlenir.




    Tapulama ve kadastrosu yapılmış yerlerde, tapulama parselleri, orman kadastro haritalarında mutlaka gösterilir." düzenlemesi yer almaktadır.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede tapulama çalışmaları, 4785 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra, 1969-1970 yıllarında yapılıp ilân edilerek kesinleştiğinden, yörede 10.08.2006 tarihinde ilân edilen orman kadastrosunun, kadastro parsel sınırları gözetilerek yapılması anılan yönetmelik maddesi gereğidir.
    Dosya kapsamında orman bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda; çekişmeli taşınmazın (B) harfli bölümünün kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde bırakıldığı bildirilmişse de, orman kadastro çalışma tutanaklarının incelenmesinde; 189 nolu orman sınır noktasından itibaren orman sınır hattının kuzeybatı yönde düz hatla sağ taraf orman sol taraf 954 parsel olmak üzere 959 parselin kuzey köşesindeki yerli kayaya 190 nolu orman sınır noktası tesis edildiğinin yazıldığı orman tahdit haritasında ise orman sınır noktalarının tutanaklara göre tarif edildiği şekliyle yerleştirilmediği anlaşılmaktadır. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
    Bu nedenlerle; mahkemece, çekişmeli taşınmaz ve geniş çevresini gösterir orjinal kadastro paftası, taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği, uygulama kadastrosu sonucu düzenlenen kadastro paftası dosya içine alınarak, önceki bilirkişiler dışında halen .... Bakanlığı (....İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi veya mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır, sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosunun uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan orman kadastrosu uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu haritasına göre konumu uygulama kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek, çekişmeli taşınmazın, orman kadastrosu çalışmasındaki durumunun gösterildiği, bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, orman kadastrosuna ilişkin çalışma tutanakları uygulanarak, eski 954 numaralı kadastro parsel sınırlarının, orman kadastro çalışma tutanaklarında nasıl değerlendirildiği belirlenmeli, kadastro parsel sınırlarına ilişkin olarak, orman kadastro haritası ile çalışma tutanakları arasında çelişki bulunması durumunda çalışma tutanaklarına değer verileceği gözönüne alınmalı, yörede 10.08.2006 tarihinde ilan edilen orman kadastrosuna karşı davalı tarafından 10 yıllık süre içerisinde orman tahdidine itiraz davası açılıp açılmadığı araştırılmalı, açılmışsa davaların birleştirilip birleştirilmeyeceği düşünülmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Mahkemece eksik inceleme ve delillerin yanlış takdiri ile yazılı olduğu gibi hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.






    Kabule göre de Orman Yönetimi harçtan muaf olmadığı halde hüküm kısmında Orman Yönetiminin harçtan muaf olduğu belirtilerek harç alınmasına yer olmadığına karar verilmiş olması da doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle; davacı Orman Yönetimi ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 04/05/2017 günü oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi