21. Hukuk Dairesi 2015/20499 E. , 2016/15704 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, meslek hastalığı sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal gerektirici nedenlere göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, maddi tazminat talebinin kabulüne ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının meslek hastalığı sonucunda % 34 oranında sürekli iş göremezliğinin bulunduğu, meslek hastalığının oluşumunda davalı işverenin % 70, davacı sigortalının ise % 20 oranında kusurunun bulunduğu ve % 10 oranında kaçınılmazlık olduğu, davacının çalıştığı dönem içerisinde aldığı ücretlere ilişkin olarak ücret bordrolarının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Sigortalının maddi zararı hesaplanırken ilke olarak öncelikle, tazminat hesabını doğrudan etkileyecek olan, sigortalının gerçek ücretinin açıkça belirlenmesi gerekmektedir. Gerçek ücretin ise işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarından saptanacağı, işçinin imzasının bulunmadığı işyeri ve sigorta kayıtlarının nazara alınamayacağı, işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarının bulunmaması durumunda işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret gözönünde tutularak belirlenmesi gerektiği, Dairemizin giderek Yargıtay"ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Somut olayda; 04/02/2015 tarihli Hesap Raporunda davacının bilinen dönem zararının hesabında meslek hastalığının meydana geldiği 2009/3. ay ücret bordrosundaki ücretinin esas alındığı ancak davacının günlük net ücretinin davacıya ödenmesi gereken ücretten ücret avansı ve özel avansın düşülmesinden sonra o ayda net olarak ödenen miktara göre belirlendiği anlaşıldığından davacının günlük net ücretinin söz konusu bordroda belirtilen avans miktarları düşülmeden önceki giydirilmiş ücretine göre ve davacı adına düzenlenmiş olan diğer ücret bordroları da göz önünde bulundurularak belirlenmesi gerekmektedir.
3- Tazminatın saptanmasında ise; zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, PMF 1931 yaşama tablosundan tespit olunan bakiye ömrü, iş görebilirlik çağı, iş görmezlik ve karşılık kusur oranları, Sosyal Sigortalar tarafından bağlanan peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Öte yandan tazminat miktarının, işçinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluştuğu yönü ise söz götürmez.
Başka bir anlatımla, olay tarihi ile hükme en yakın tarihe, diğer bir deyişle, hesap raporu tarihine kadar olan bilinen dönem zararının, işçinin günlük net geliri tespit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanacağı, bilirkişi hesap raporu tarihinden 60 yaşın bitimine kadar olan bilinmeyen (aktif) dönem zararının, bilinen son kazancının yıllık olarak %10 arttırılıp %10 iskontoya tabi tutulması suretiyle hesaplanacağı, 60 yaşın bitiminde başlayıp, bakiye ömrün bitimine kadar devam eden pasif dönemde elde edeceği kazançların ise ortalama yöntemine başvurulmadan, bilinen en son net ve asgari geçim indirimi eklenmemiş asgari ücret üzerinden yine yıllık bazda %10 arttırılıp, %10 iskontoya tabi tutulacağı, işlemiş-işleyecek dönem kazançlarının her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.
Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının tazminatının hesabında hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan asgari ücretin esas alınması zorunludur. Öte yandan asgari ücret kamu düzenine yönelik olduğundan hakim bu hususu re"sen nazara almakla yükümlüdür. Oysa Mahkemece hükme esas alınan hesap raporunda hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan asgari ücretin esas alınmadığı görülmektedir.
Yapılacak iş; hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan asgari ücretteki artış miktarı nazara alınarak yeniden sigortalının ücretini, belirlemek, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda maddi tazminatı hesaplamak ve belirlenen bu tazminattan Kurum tarafından bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri ve geçici iş göremezlik tazminatının işverene rücu edilebilir miktarı indirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalı"ya yükletilmesine, 28/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.Başkan