3. Hukuk Dairesi 2018/26 E. , 2018/5185 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 15.05.2018 duruşma günü için tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... geldi. Karşı taraf adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı Apartmanı Yöneticiliği ile davacı şirket arasında apartmanın çatısına ... baz istasyonu kurulmasına yönelik 13.03.2000 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi yapıldığını, 12.03.2010 tarihinde apartman yöneticisi tarafından baz istasyonunun elektriğinin kesilmesi nedeniyle devre dışı kaldığını, bunun üzerine sisteme müdahale ve bakım onarım için giden teknik ekip elemanlarının sisteme giden elektriği bizzat kestiğini beyan eden yönetici ... tarafından içeri alınmadığını, davalı kiraya verenin iş bu tutumuyla müvekkili şirket ile imzalamış olduğu sözleşmeye aykırı hareket ettiğini belirterek davalı tarafından yapılan haksız müdahalenin önlenmesine ve şimdilik 5.000 TL tazminata hükmedilmesini istemiştir.Davalı; davacı ile yapılan sözleşmenin süreli olduğunu ve davacının, bir çok kez davacı firma ile sözleşmenin yenilenmeyeceği konusunda telefonla görüşüldüğünü ve bununla ilgili davalı apartman yönetiminin kararının hem telefon hem de fax yoluyla davacı firmanın ..."daki yetkilisine bildirildiğini, dolayısı ile kira sözleşmesinin sözleşmeye uygun şekilde feshedildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davacı taşınmazdan tahliye olduğundan müdahalenin önlenmesi talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davalının kira sözleşmesinin uzama tarihinden 1 ay önce sözleşmede kararlaştırıldığı gibi baz istasyonunun kaldırılmasını talep ederek
sözleşmeyi feshettiği, fesih nedeniyle davacının, davalı apartmanda fuzuli işgalci olduğu gerekçesi ile tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu kiralananın niteliğinin baz istasyonu olması nedeniyle Konut ve Çatılı işyeri kirası hükümlerine tabi yerlerden değildir. Genel Hükümlere tabi kira sözleşmesinde; TBK"nun 327. Maddesi gereğince açık veya örtülü biçimde bir süre belirlenmişse, kira sözleşmesi bu sürenin sonunda kendiliğinden sona erer. Taraflar, bu durumda, açık bir anlaşma olmaksızın kira ilişkisini sürdürürlerse, kira sözleşmesi belirsiz süreli sözleşmeye dönüşür. Ancak taraflar bu durumda kira süresi içerisinde ya da dava açma süresi içinde kira sözleşmesini yenilemeyeceğine dair bir ihtar tebliğ ettirir ise kira sözleşmesi yenilenmeyeceği gibi süresiz hale de gelmez. O zaman ihtarname tebliğ eden taraf her zaman dava açabilir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Yasasının 96. (TBK.112) maddesine göre alacaklının, borçludan borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle tazminat isteyebilmesi için, bu yüzden bir zarara uğramış olması gerekir. Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir.Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla, müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır, kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır.Dava konusu olayda, davada dayanılan ve hükme esas alınan 13.03.2000 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin 4. maddesinde, sürenin hitamından 1 ay evvel taraflardan biri akdi feshettiğini diğer tarafa yazılı olarak bildirmedikçe sözleşmenin aynı şartlar ile ve aynı süre için uzatılmış sayılacağı belirtilmiştir. Davalı Apartman Yönetimi adına gönderilen 25.02.2010 tarihli ihtarname 1 ay önceden gönderilmediğinden süresinde değildir ve sözleşme aynı şartlarla yenilenmiştir.Sözleşme henüz ayakta iken tarafların ortak iradesi ya da mahkeme kararı ile ortadan kaldırılmadan davalı kiraya verenin baz istasyonunun elektriğini tek taraflı bir işlemle kesmesi haksız olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanun"unun 249. maddesinde düzenlenen (TBK. 301) kiraya veren kiralananı sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurma yükümlülüğünü yerine getirmediği anlaşılmıştır. Bu durumda davacı, kusursuz olduğunu kanıtlayamayan davalıdan kâr kaybı zararı adı altında bir miktar paranın kendisine ödenmesini isteyebilecektir. Bu durumda; davacının tazminat talebi konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken hukuki olmayan gerekçe ve yetersiz bilirkişi raporuna göre davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı taraf yararına BOZULMASINA, 1.630 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.