14. Hukuk Dairesi 2016/1941 E. , 2018/8392 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.10.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, 4721 Sayılı TMK"nin 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı, 361 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, taşınmazı lehine, davalı ... ’e ait 360, davalı ...’e ait 362, ... Belediyesine ait 363 ve ...’ye ait 364 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir.
Davalılardan ... vekili davanın reddini savunmuş; diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 361 parsel sayılı taşınmaz lehine 362, 363 ve 364 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalılardan ... vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülmediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nin 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Somut olaya gelince, aleyhine geçit hakkı kurulan taşınmazlardan 364 parsel sayılı taşınmazın ... malikinin ... olduğu, yargılama sırasında 21.05.2015 tarihinde mülkiyetinin satış yoluyla temlik edildiği, yeni malikinin Şadiye Öter olduğu, ancak bu kişinin davada taraf olarak yer almadığı dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Adı geçen kişinin davaya dahil edilmesi savunma ve delillerinin toplanması ondan sonra bir karar verilmesin gerekirken taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulmuştur. Taraf teşkilinin sağlanması, kamu düzeni ile ilgili olup yargılamanın her safhasında resen gözetilmesi gerekir.
Mahkemece, adı geçen kişinin usulüne uygun olarak davaya dahil edilmesi, HMK"nin 27. maddesi uyarınca taraf teşkili usulüne uygun sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru görülmemiş, açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
29.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.