10. Hukuk Dairesi 2018/6929 E. , 2019/9014 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, tüm taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Sigortalının sürekli iş göremezlik derecesi, Kurumca, SSK ... Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan raporda ve itiraz üzerine Mahkemece, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan alınan 04.01.2005 tarihli raporda %30 olarak; davalıların itirazı üzerine, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan alınan 22.05.2006 tarihli raporda ise, sigortalının meslekte çalışma gücü kaybı oranının başlangıçtan itibaren %22,20 olduğu belirtilmiş olup; anılan raporlar arasında çelişkinin varlığı karşısında alınan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin 25.09.2017 tarihli raporuna göre de, %57 olarak belirlenmiş ise de, üç rapor arasındaki fark gözetildiğinde çelişkinin olduğu belirgindir.
Bu yönde, sürekli iş göremezlik ve malullük halinin belirlenmesinde izlenecek yolun ne olduğu 506 sayılı Kanunun 109. maddesi ile 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun “Sağlık Raporlarının Usul ve Esasları”na dair 95. maddesinde hükme bağlanmıştır. Buna göre, Kurum sağlık tesisleri tarafından raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı ilgililerin S.S. Yüksek Sağlık Kuruluna itiraz hakları mevcuttur. Söz konusu kurulun raporlarının Kurumu bağlayacağı diğer ilgililer yönünden bağlayıcı olmayıp, Adli Tıp Başkanlığı veya Tıp Fakültelerinin ilgili ana bilim dalı konseylerinden Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılmasını isteyebilecekleri 28.06.1976 tarih ve 6/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararının gereğidir. Bu durumda, çelişkinin 2659 sayılı Adli Tıp Kanunu’nun Adli Tıp Genel Kurulunun Görevleri başlıklı 15. maddesinin “f” fıkrası uyarınca “Adli Tıp Genel Kurulu, … Adli tıp ihtisas kurulları ile Adli Tıp Kurumu dışındaki sağlık kuruluşlarının verdikleri rapor ve görüşler arasında ortaya çıkan çelişkileri, konu ile ilgili uzman üyelerin katılımıyla inceler ve kesin karara bağlar.” düzenlemesi çerçevesinde Adli Tıp Genel Kurulunca giderilmesi gereklidir.
Anılan düzenlemeden de açıkça anlaşılacağı üzere, Adli Tıp Genel Kurulu çeşitli sağlık kuruluşları ile Adli Tıp İhtisas Daireleri raporları arasında çıkabilecek çelişkileri son merci olarak inceleyip kesin olarak karara bağlayacaktır. Nitekim bu ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2010 gün ve 2010/10-390 E. 2010/448 K.; 17.02.2010 gün ve 2010/21-60 E. 2010/90 K. sayılı kararlarında da aynen benimsenmiştir. (HGK 05.11.2014 t. 2013/10-1146 E, 2014/845 K.)
Mahkemece, mevcut çelişkinin giderilmesi için, Adli Tıp Genel Kurulu’ndan; yürürlükte bulunduğu süre için Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne göre, 01.08.2008 tarihinden sonrası için ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde rapor alınarak, sigortalının sürekli işgöremezlik oranı ve başlangıç tarihi kesin olarak belirlenmelidir.
Mahkemece, yukarıdaki maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak açıklanan mevzuat hükümleri çerçevesinde sürekli iş göremezlik derecesinin belirlenerek karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 25.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.