1. Ceza Dairesi 2017/2007 E. , 2017/4917 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs
HÜKÜM : Tüm sanıklar için ayrı ayrı;
TCK"nun 81/1, 37/1, 35/2, 62, 53/1, 63, 54. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası.
TÜRK MİLLETİ ADINA
1- Sanıklar müdafiinin süresinden sonra gerçekleşen duruşmalı inceleme talebinin CMUK’nun 318. maddesi uyarınca REDDİNE karar verilmiştir.
2- Sanıkların olay günü babasına ait terzi dükkanında oturmakta olan katılana "Sincar"ın oğlu sen misin" diye sorup, evet diye yanıtlaması üzerine hep birlikte saldırarak, kafatasında açık çökme kırığı, baş bölgesinde 7 adet kesi ve hayati tehlike oluşturacak şekilde yaraladıkları olayda; olay yerinde kanlı taş bulunması, sanıkların ellerinde taş, silah ve makas olduğu halde hep birlikte katılana vurduklarına ve bir kısım sanıklar tarafından tutularak engellendiklerine dair tanık anlatımları, doktor raporları, teşhis tutanakları, hedef alınan bölge, sanıklar ile katılanın ailesi arasındaki husumet ile sanıkların olay sonrası davranışları hep birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiklerine dair kabul, gerekçe ve takdirinde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
3- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar ..., ..., ... ve ..."ın katılan ...’a yönelik eylemlerinin sübutu kabul, takdire ilişkin cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmediğinden, sanıklar müdafiinin sübuta, eksik incelemeye yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle,
4-Katılan hakkında düzenlenen Bingöl Devlet Hastanesinin 17.04.2013 tarihli raporunda “sol posterior paryetal kemikte cilt-ciltaltı dokularda kesi, açık çökme firaktürü, duramater laserasyon, intraserebral hemoraji ile hayati tehlikeye maruz kaldığı”, yaralamaların "kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğu, kişi üzerindeki etkisinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı" ibareleri bulunduğu halde her bir yaranın niteliği, boyutu, kırıkların çapı, her bir yaranın ayrı ayrı hayati tehlikeye neden olup olmadığının açıkça belirtilmemesi karşısında; mağdurun tüm tedavi evrakları ve grafileri getirtildikten, dosyanın Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kuruluna gönderilerek yaraların niteliği, iç organlarda hasar oluşturup oluşturmadığı ve ayrı ayrı hayati tehlikeye neden olup olmadığı yönünde rapor aldırılmadan, rapor sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, yetersiz raporlara dayanılarak eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı Kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri nazara alındığında, mahkemenin bu madde ile yaptığı uygulama;
Bozmayı gerektirmiş; sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle, hükmün tebliğnamedeki düşünceye kısmen aykırı BOZULMASINA, 11/12/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.