Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11525
Karar No: 2017/3080
Karar Tarihi: 02.03.2017

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/11525 Esas 2017/3080 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2016/11525 E.  ,  2017/3080 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    Borçlu ... Ltd. Şti"nin icra mahkemesine başvurusunda; takip dayanağı çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığını, birleşen dosya şikayetçileri olan borçlular ... ile ..."in ise, aynı şikayet ile beraber ciranta olan borçluların, çek tazminatından sorumlu olmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettikleri, mahkemece, asıl ve birleşen şikayetin reddine karar verildiği, mahkeme kararının, şikayetçi borçlularca temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 17.4.2015 tarih ve 2015/623 Esas – 10125 Karar sayılı ilamı ile, sair temyiz itirazları reddedilerek, cirantaların çek tazminatından sorumlu olmadığı, mahkemece bu konuda olumlu – olumsuz bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulduğu, mahkemece, Dairemizin bozma ilamından sonra dosyanın yeni esasa kaydedildiği ve 20.10.2015 tarihli duruşmada bozmaya uyulmasına karar verilerek şikayetin kabulüne hükmedildiği görülmektedir.
    Mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmesi halinde ( 6100 sayılı HMK"nun 373. maddesi) mahkeme artık bu uyma kararı ile bağlıdır. Bozmaya uyulmakla, bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olur (HGK 2010/9-71 E., 2010/87 K.).
    Aynı konudaki 04.02.1959 gün ve 1957/13-E. 1959/5 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da (R.G. 28.04.1959 gün ve sayı:10193), usuli kazanılmış hakkın hukukumuzdaki yeri; "Temyiz merciince bir kararın bozulması ve mahkemenin bozma kararına uyması halinde, bozulan kararın, bozma sebeplerinin şümulü dışında kalmış cihetlerinin kesinleşmiş sayılması, davaların uzamasını önlemek maksadıyla kabul edilmiş çok önemli bir usuli hükümdür. Bir cihetin, bozma kararının şümulü dışında kalması da iki şekilde olabilir. Ya o cihet, açıkça bir temyiz sebebi olarak ileri sürülmüş, fakat dairece itiraz reddedilmiştir; yahut da onu hedef tutan bir temyiz itirazı ileri sürülmemiş olmasına rağmen, dosyanın temyiz dairesince incelendiği sırada dosyada bulunan yazılardan, onun bir bozma sebebi sayılması mümkün bulunduğu halde, o cihet dairece bozma sebebi sayılmamıştır. Her iki halde de, o konunun bozma sebebi sayılmamış ve başka sebeplere dayanan bozma kararına mahkemece uyulmuş olması, taraflardan birisi lehine usulü bir müktesep hak meydana getirir…" şeklinde açıklanmıştır.
    Öte yandan, HMK"nun 166. maddesine göre, ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunması halinde birleştirilerek bakılmaları mümkündür. Ancak, birleştirme kararı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı esastan çözümleyen bir karar değildir. Bu karar, sadece birleştirilen davaların yargılama safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurup, her dava, ayrı ayrı hükme bağlanmalıdır. Davaların birbirlerinin içerisinde erimesi, tek bir davaya dönüşmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Başka bir anlatımla, birleştirmeye konu davalar bağımsız olma niteliklerini korurlar.
    Somut olayda, borçluların, takip konusu çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığına ilişkin idialarının mahkemece reddi kararı, Dairemizce isabetli bulunarak, borçluların bu yöne ilişkin temyiz itirazları yukarıda yazılı bozma ilamımızın başında reddedilmiş, mahkeme kararı, sadece çek tazminatı hakkında mahkemece hüküm kurulması gerektiği yönünden bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş olmasına rağmen, kararın hüküm bölümünün (1) numaralı bendinde "davanın kabulüne" karar verilmiş, (2) numaralı bendinde ise, takibin çek tazminatına ilişkin kısmının asıl ve birleşen dosyalar yönünden iptaline hükmedilmiştir. Hakim, HMK"nun 26. maddesi gereğince tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceğinden ve asıl şikayet dosyasında, borçlu şirketin, çek tazminatına ilişkin bir şikayeti bulunmadığından, asıl dosya yönünden çek tazminatının iptali yönünde hüküm tesisi yerinde değildir.
    Bunun yanısıra, her ne kadar kararın hüküm bölümünde, asıl ve birleşen dosyalar yönünden yargılama giderleri hususunda ayrı ayrı hüküm kurulmuş ise de, şikayetin esası hakkında asıl ve birleşen dosyalar yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmadığı gibi, bozma ilamına da aykırı olacak şekilde şikayetin tümden kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
    O halde, mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde bulundurularak, asıl şikayetin tümden reddine, birleşen şikayetin ise kısmen kabul kısmen reddi ile borçlular ... ile ... için takibin çek tazminatı yönünden iptaline karar verilmesi gerekirken, şikayetin tümden kabulünün yanısıra, asıl dosyada çek tazminatına ilişkin bir şikayet bulunmadığı ve asıl dosya şikayetçisi borçlu şirketin keşideci olmakla çek tazminatından sorumlu olacağı hususları gözden kaçırılarak her iki dosya için de çek tazminatına ilişkin şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
    SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi