11. Ceza Dairesi Esas No: 2016/8493 Karar No: 2018/7253 Karar Tarihi: 25.09.2018
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/8493 Esas 2018/7253 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçu nedeniyle mahkumiyet kararı verilmiştir. Ancak, tebligat işlemlerinin usulsüz olduğu ortaya çıkmıştır. Temyiz edilmesi üzerine yapılan incelemede, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi için aldatma yeteneğinin tespit edilmesi gerektiği fakat bu şekilde bir inceleme yapılmadığı için mahkûmiyeti yetersiz gerekçelerle verilmiştir. Ayrıca, TCK'nın 58. maddesi hükümlerinin sanık hakkında uygulanmaması da bu sebeplerle hatalıdır. Ayrıca, sanığın hakkında koşullu salıverilme sürecinde sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uygulanabilir. Kararda, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. ve 21. maddeleri ile 6099 sayılı Kanun'un bu maddelerde yapılan değişikliklerine de dikkat çekilmiştir.
11. Ceza Dairesi 2016/8493 E. , 2018/7253 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesi uyarınca "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır" hükmü ile 6099 sayılı Kanun"la yapılan değişiklik sonucunda aynı maddeye eklenen "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır" fıkra hükmüne aykırı olarak, yokluğunda verilen kararın sanığın dosyadaki bilinen en son adresi olan sorgusunda beyan ettiği adresi yerine, doğrudan MERNİS adresine tebliğe çıkartılıp, belirtilen Kanun"un 21. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğunun anlaşılması karşısında; sanığın öğrenme üzerine 13.05.2014 tarihli temyizinin süresinde olduğunun kabulü ile yapılan incelemede; Adli sicil kaydına göre, tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında TCK"nin 58. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin dikkate alınmaması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır. 1- Belgede sahtecilik suçlarında, aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayini hakime ait olup, orjinal örnekleri ilgili yerden getirtilerek suça konu belge asılları ile duruşmada karşılaştırılıp incelenmek suretiyle özellikleri duruşma tutanağına yazıldıktan sonra aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığı tespit edilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile mahkûmiyetine hükmedilmesi, 2- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar
uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 25.09.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.